Şeytanın hileleri
Şeytanın görevi insanlara verdiği vesveseler; yaptığı hileler ve oyunlarla aldatmak, yoldan çıkarmaktır. Bunun için her fırsatı kollar.
Hz. Âdem’le (as) Hz. Havva nasıl Cennette kalabilir, mutlu bir hayat sürebilirlerdi. Bunu hazmedememişti şeytan. Onların Cennete geçici bir süre için konulduklarını, üstelik bir ağacın meyvelerini yemelerinin yasaklandığını öğrenmişti. Ne yapıp yapmalı, onları Cennetten çıkarmalıydı. Sinsi bir plan hazırladı. Cennetten çıkarılmıştı. Onun için Cennetin kenarlarında dolaştıkları bir ânı kolladı ve gördüğünde de hemen yanlarına koştu. Onlara yasak meyveden yedirmeye çalışacak, Cennetten çıkarttıracaktı. Bunun için elinden gelen her şeyi yaptı. Nasıl avlayabilirdi onları? Melekleşmek hoşlarına giderdi. Ondan bahsetmeliydi. Hele ölümsüzlük, üstelik Cennet gibi bir yerde ölümsüzlük hiç kaçırılır mıydı?
Sonunda onları bu hassas noktalarından vurdu: “Rabbiniz, ya melek olur veya ebedî Cennette kalırsınız diye bu ağaçtan yemenizi yasakladı” 1 dedi. Bunlardan daha önemli başka ne olabilirdi bir insan için? Ancak Allah, şeytanın onlara olan düşmanlığını bildirmiş, üstelik o meyveyi yemelerini de yasaklamıştı.
Şeytan bıkmadı, usanmadı. Bu cazip teklifi her fırsatta tekrarladı. Onlara iyilikten başka birşey dilemediğini söylüyor, yemin üstüne yemin yağdırıyordu. Âdem babamızla Havva anamız ilk defa duymuşlardı Allah adına yemin edilişini. Doğru olabileceğini düşünerek yasak meyveden yediler. Meyveden yer yemez avret yerleri açılmış, mahcup hâle gelmişlerdi. Cenâb-ı Hak, “Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Ben size ‘Şeytan apaçık düşmanınızdır’ demedim mi?” 2 diye seslenmiş, onlar da hatalarını itiraf edip pişmanlıklarını, “Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz, bize merhamet etmezsen hüsrana uğrayanlardan oluruz” diye dile getirmişlerdi. Bu pişmanlık, tevbe, istiğfar onların affına yetmişti.
Şeytan tongaya düşmüştü. Onların tevbe edeceklerini düşünememiş, kendisi gibi olmalarını istemişti. İnsan tevbe etmezse, günahlara devam ede ede zamanla onlara alışır, derken hoş görmeye başlar, kalbi kapkara kesilir, bu da imanı kaybetmeye kadar götürürdü. Şeytanın bütün ümidi buydu. Tevbe ve istiğfarları onun belini kırmıştı. Evet, tevbe ve istiğfarla Hz. Âdem’le Hz. Havva helâk olmaktan kurtulmuş, affa uğramışlardı. Ama Cenâb-ı Hak yasak meyveden yediklerinde Cennetten çıkarılacaklarını bildirdiği için Cennetten çıkarılmışlardı.
Dipnotlar:
1- A’raf Sûresi: 20. 2- Taha Sûresi: 121.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.