D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

“Başkomutan”ın eşi nerede?

“Başkomutan”ın eşi nerede?

Bu yılki 30 Ağustos kutlamaları da tarih sayfaları arasına kaydedildi. Bu kutlamaların gelecekte hatırlanıp hatırlanmayacağını, tarihî bir değer taşıyıp taşımayacağını bilmiyoruz. Ama muhtemelen 30 Ağustos’un ilk kutlamaları tarih sayfalarında en fazla hatırlananlar arasında yer alacaktır. 1924 yılı 30 Ağustos kutlamalarının bu bakımdan öncelikli olduğunu söyleyebiliriz. Bu önceliğin sebebi, zaferin Başkumandanı Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın cumhurbaşkanı olarak katıldığı ilk yıldönümü olmasıdır. 30 Ağustos’un bu 2. yıldönümünü önemli kılan sebeplerden biri de, meydan muharebesinin yapıldığı alana dikilecek Dumlupınar Zafer Âbidesinin temelinin atılmasıdır. Dolayısıyla, M. Kemal Paşa’nın 1. Cumhurbaşkanı olarak 30 Ağustos’u Afyon’da kutladığını hatırlamamız gerekiyor.
Gelelim günümüze: Bu seneki yıldönümünün ihtişamlı görünmesi için epeyce gayret sarfedilmiş. Ülke içinde ve dışındaki bütün birliklerin sancakları ilk defa hep beraber geçiş yapmış. Ankara’daki geçite geçen yılın 2 katı asker katılmış. 18 gün önce orduya katılan Asteğmen Alayı ve Uzman Jandarma Aday Taburu da geçmiş. Kara Harp Okulu alay seviyesinde törendeymiş. Kayseri 1. Komando Tugayı hava indirme taburu ve geçen yıl kurulan ve Güneydoğu’da görevli Bolu Uzman Erbaş Komando taburu da bu törenlerde yürümüş. Hem protokolün, hem halkın hem de TSK’nin daha geniş katılımı sağlanmış. TSK envanterine giren ürünlerin bir kısmı da ilk defa teşhir edilmiş... Ankara’da törenin sonunda alana inen Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ilk defa bayram kapsamında halkın arasına karışmış, onlarla bayramlaşmış... Törene katılan vatandaşlara TSK’nın gücünü anlatan Türkçe ve İngilizce, “30 Ağustos broşürü” ve CD dağıtılmış... Bütün bunlar bu seneki 30 Ağustosu önemli ve tarihî kılmaya yeter mi?
Bu sorunun cevabını, 1924 kutlamalarına bakarak verelim.
Zaferin başkomutanı M. Kemal Paşa, 1924 törenlerinde 1. Cumhurbaşkanı olarak, sembolik başkumandanlığını sürdürüyordu. Bu törenlere katılırken, yanında eşleri Lâtife Hanım da vardı. Latife Hanım’ın ilk örtülü cumhurbaşkanı eşi olduğunu hatırdan çıkarmayalım!
Aradan bu kadar yıl geçti, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı köşkünde 2. örtülü hanım, sayın Cumhurbaşkanı’nın eşleri bulunuyor.
Anayasa’ya göre, Cumhurbaşkanı “başkomutan”dır. Dün anayasal başkomutanı şeref tribününde seyrettik. Yanında diğer devlet erkânı var. Hepsi bir arada; göğsümüz kabardı! Bu devlet erkânının bir kısmının eşleri de var. Hatta ana muhalefet partisi başkanının eşleri de bayramı teşrif etmişler. Her ne hikmetse Başkumandan’ın eşi yok!
Elbette Cumhurbaşkanı’nın eşlerinin neden orada olmadığını cümle âlem biliyor! Biz de “tecahül-i ârifane” filan yapmıyoruz. Fakat yine de halk safyüreklilikle soruyor: “Başkumandanın eşi nerede? Neden Cumhurbaşkanının eşini göremiyoruz. Ya Başbakanın? Meclis Başkanının? Neden davet edilen şehid aileleri arasında örtülü bir hanım yok? Yoksa örtülü hanımların eşleri şehid sayılmıyor mu?”
Bu bayram Türkiye Cumhuriyeti’nin bayramı değil mi? Sadece askeriyenin bayramı ise, “kuralları kendileri koyarlar, teşrifatı da ona göre ayarlarlar” denebilir. Fakat bu “millî” bir bayram, Türkiye Cumhuriyeti’nin bayramı. O zaman kimsenin Başkumandan’ın eşini davet etmeme gibi bir tasarrufu olamaz, tercihi olamaz; olursa bunun en hafif tâbirinin ne olacağını ilgililerin takdirine bırakıyorum.
Son 30 Ağustos kutlamalarını sadece ve sadece bir şey tarihî kılardı: Başkumandanın eşinin törenlere katılması!
Bu, halkla barışmanın gerçek başlangıcı olurdu! İlker Başbuğ da tarihe geçerdi.
Öyle görülüyor ki, zihniyet değişiminin eşiği henüz aşılamamış!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi