Sen yandaş yargı görmemişsin!
Kıymetli Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’in konuşmasını bugün bir kez daha okudum.
Bugün de başka bir şey rahatsız etti beni.
Dilbilgisi ve imla...
Hasan Bey mi kaleme alıyor bu metinleri, bilmiyorum ama, aşırı bir dikkatsizlik hemen göze çarpıyor. Keşke metin dolaşıma çıkmadan önce şöyle bir elden geçirilseydi, ifade bozuklukları düzeltilseydi, noktalar virgüller yerli yerine konsaydı.
Böylece, daha iyi Türkçeyle yazılmış, meramını daha iyi anlatabilen, okuyanlarda “Derhal yargı reformu yapılsın... Hemen... Şimdi...” düşüncesi oluşturacak bir belge mevcut olurdu elimizde.
Metin bu haliyle de meramını anlatabiliyor aslında.
Metin yazarı, anlıyoruz ki, “yargı reformu” adı altında yürütülen çalışmalardan hoşnut değil.
Bu işin “AB standartlarına” uygun hale getirilmesinden de hoşnut değil.
Metin yazarının hoşlanmadığı başka şeyler de var:
Mesela, Adalet Bakanı ve müsteşarı...
Hayır, şahsi bir hoşlanmama durumundan söz etmiyorum.
Kurumsal pozisyonlardan hoşlanmıyor.
Dolayısıyla, bu ikilinin (Adalet Bakanı ve müsteşarının) HSYK toplantılarına girmelerini istemiyor; bu durumun “yargı bağımsızlığını zedeleyeceğini” düşünüyor.
Bir dizi de isteği var.
Reform yapılsın ama bizim görüşlerimiz dikkate alınsın.
HSYK’nın yapısına dokunulmasın.
Parlamento ve yürütme organı HSYK’ya üye atamasın.
Bakanlık atama kararnamelerinde söz sahibi olmasın.
Müsteşar HSYK toplantılarına girmesin.
Kendimiz yapalım, kendimiz kotaralım, nihai sözü kendimiz söyleyelim.
Motamot böyle demiyor da, bunu demeye getiriyor.
Konuşmayı dikkatle okuduğumuzda, metin yazarının yargının bir bölümünden hoşlanmadığını da görüyoruz... Bunu da, “yandaş yargı” ifadesiyle dile getiriyor.
İnsan ister istemez düşünüyor:
Koskoca Yargıtay Başkanı’nı, yargının bir bölümünden kuşku duymaya götüren saikler ve gelişmeler ne olabilir? Gerçekten de bir yandaş yargı yapılanması mı var?
Böyle bir şey varsa, bu yapının ayağını oluşturan yargı mensupları kimler? Yahut, “yandaş yargı” yakıştırmasını haklı çıkaracak yargı kurumları, örnek dava ve muhakeme girişimleri hangileri?
Metin yazarına bir şartla hak veririm:
Başka “yapılanma iddiaları”na da itiraz etmesi gerekirdi.
Mesela, Ergenekon sanığı Şener Eruygur’un kıymetli refikaları, “O mahkeme bizden” demişti. Mahkeme ismi de zikretmişti... İsmi zikredilen mahkeme, bir süre sonra, “İrticayla Mücadele Eylem Planı”nın müellifi olduğu öne sürülen Albay Dursun Çiçek’i tahliye ettirmişti.
Metin yazarının buna bir itirazı oldu mu?
Hatırlamıyorum.
Kent Otel Toplantıları... Bu toplantılarda konuşulanlar... Bu toplantıyı organize eden şahsın HSYK nezdindeki tavassut girişimleri... “Koçum Ömer’im” yakıştırmaları... Bir Ergenekon sanığının “YARSAV’daki adamımız” itirafı... “YARSAV’daki adamımız”ın Ergenekon sanıklarına kol kanat germe girişimleri... Namlı bir HSYK üyesinin “darbe zanlılarıyla” yaptığı “tarım ve politika” görüşmeleri... Ergenekon sanığı Kemal Kerinçsiz ve Sincan Hâkimi Osman Kaçmaz arasındaki kayda değer yakınlaşma...
Daha neler neler...
İnsanda “Sen yandaş yargı görmemişsin” düşüncesi oluşturan daha ne yargı kararları, ne muhakeme örnekleri...
Metin yazarının vaki bir itirazını hatırlamıyorum.
Belki konumu gereği susması icap etmiştir...
Susmalıdır da...
O zaman başka konularda da konuşmamalıdır... Yahut, “Yandaş yargı” iddiasının altını doldurmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.