Açılım ve iç politika
Son günlerde demokratik açılımın siyasi partileri nasıl etkileyeceği kamuoyu yoklamaları ve bunlara dayanan analizlerle inceleniyor. İktidarı değiştirecek bir etki beklenmiyor ama sınırlı bir oy kayması olacağı sonucuna varılıyor.
Siyasal iktidar seçimlerle belirlenir ama olaylar halkın davranışlarını büyük ölçüde etkiler. Bunu bilen güç odakları yarattıkları ortamla halkı yönlendirir.
Son günlerde yaşanan terör eylemleri ve buna DTP’nin kayıtsız kalması, daha açık bir ifade ile kınamaması bu partiyi açılım sürecinin dışına itecek gibi görünüyor. Yani bu eylemler hedef aldıklarına değil yandaşı sayılanlara zarar verecektir. Bundan sonra DTP’nin sürece dahil olmayacağı söylenebilir.
Önümüzdeki dönemde siyasetin hangi yönde değişeceğini anlamak için dünyadaki eğilimlerden başlayarak analiz yapmak gerekir. Bu eğilimlere uygun düşen partinin AK Parti olduğu ve başka bir partinin bu rolü üstlenmediği gözleniyor. Bir alternatif yaratma gücüne sahip geleneksel büyük sermaye ve onların desteklediği medya dünyadaki eğilimlere ve yeni yapılanma içinde Türkiye’nin oynaması gereken role uyum sağlayamadığı için yeni bir orta sağ oluşumunu gerçekleştiremiyor. Ayrıca etkilerini sınırlayacak yeni bir sermaye sınıfı ve bunların desteklediği bir medya ortaya çıkıyor. Kendi medyaları da ciddi bir tehdit altında.
Bunları haklı ya da haksız bulmak sonucu değiştirmez. Çünkü kendileri de benzer bir sürecin ürünleridir. Onlar da siyasi amaçlarına ulaşmak için nice masum insanı kederlere boğmuştur.
Meseleye ülke çıkarları açısından bakılırsa açılım süreci ülkeyi çok ileri bir aşamaya taşıyacaktır. Ancak bunun için geçmişteki değer yargılarını terk etmek gerekmektedir. Bu yargılar halkın bir bölümünün devlete karşı olmasına neden olmuş ve vatan kurtarıcıların iktidarı ele geçirmeye çalışmasına yol açmıştır. Eğer ülkede bir darbe gerçekleşseydi iktidara gelenlerin bugünkü iktidarı destekleyen güç odaklarını tasfiye etmeleri ama geleneksel büyük sermayeyi ayakta tutmaları doğal bir sonuç olacaktı. Bu geleneksel sermaye ve onların desteklediği medyanın darbeci olduğu anlamına gelmez ama bundan çok istifade edecekleri aşikardır.
Siyasi partilerin hepsinin açılımı desteklememesi sorun olmaz. Ancak tavırları engelleme düzeyine varırsa siyasi istikrarsızlık doğar ve bunu beklemiyorum.
Açılım tek taraflı olarak ve devlet tarafından gerçekleştirilecektir. Yani bir müzakere ve pazarlık söz konusu değildir, masanın her iki tarafında da devlet olacaktır. Bu son derece doğaldır çünkü halkın sorunlarına çözüm aranmaktadır ve en iyi çözümü devlet bulur. Böylece mahalli güç odaklarının kendi çıkarlarını korumak ve etkilerini sürdürmek amacıyla süreci bulandırmaları engellenir. Bu konuda devletin bölge halkını her açıdan mutlu kılacak, onları ekonomik gerilikten, bunun yarattığı feodal ilişkilerden kurtaracak tedbirler alacağını umuyorum.
Şu sıralarda gözüm Kuzey Irak’ta. Buradaki bir istikrarsızlık bölgedeki yerel güç dengesini önemli ölçüde değiştirir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.