Milliyet’te bir şeyler oldu...
Sedat Ergin gitti, daha başarılı olacağı sanılan bir başka arkadaş geldi.
Bu “başka arkadaş”ı tanımadığım için, Sedat Ergin’den farklı olarak ne yapacağını, kuş kondurup kondurmayacağını bilmiyorum.
Esasında bana ne! Bize ne!
Komşu işletmede olup bitenler bizi ne ilgilendiriyordu!
Fakat, hazirun, bu görev değişiminin, basit bir “işletme içi rotasyon” olmadığı, mutlaka politik sonuçlar doğuracak bir dizi gelişmeye işaret ettiği görüşünde.
İki farklı yorum yapılıyor:
BİR: Önüne yüklü bir vergi cezası faturası konulan Aydın Doğan medyadan (çekilecekse şayet) vuruşarak çekilecek. Bu nedenle, Milliyet’i, vuruşma kabiliyeti yüksek Zafer Mutlu ve ekibine emanet etti. Zafer Mutlu vuruşacak, Aydın Doğan da demirleyeceği daha güvenli limanlar arayacak ve bulacak.
İKİ: Aydın Doğan vuruşmayacak. Daha güzel bir gazete yapacak. Böylece hem Milliyet’in tiraj problemini çözecek, hem de toplumsal değişimlere uygun davranarak “muhalefetini” dönüştürecek... Bu işi için de, Özal döneminde muhalif Sabah’ı dönüştürerek “trendy bir kişilik” olduğunu kanıtlayan Zafer Mutlu’nun bilgi ve birikimlerinden yararlanacak.
Üçüncü şıkkı da ben ekleyeyim:
Boş konuşuyorlar.
Birinci şıkka yatanlar, “daha vuruşkan gazete” zaruretinin, “mevcut hal”in yetersizliğinden kaynaklandığını düşünüyorlar ki, tamamen saçmalıyorlar...
Daha “vuruşkan” nasıl olunacaktı?
Siyasi iktidara yönelik en sert, en acımasız, hatta en belden aşağı muhalefeti Doğan Grubu gazeteleri yapıyor. İçlerinden en acımasızı Milliyet gazetesi...
En vuruşkan Milliyet’in “daha da vuruşkan” hale getirilmesinde Aydın Doğan’ın ne gibi bir çıkarı olabilir ki?
Ben de şöyle düşünüyorum:
Bu görev değişikliği Vatan gazetesinin içini boşaltmaya ve elden çıkarmaya yönelik bir “tüccar atraksiyonu”dur, başka da bir şey değildir. Çünkü, Sabah’a alternatif olarak düşünülen Vatan bu rolü oynayamadı. Hem elde şişti, hem de zarar ediyor. Çıkar yol, buradaki birikimi, daha köklü bir gazete olan Milliyet’e aktarmak...
Budur bence.
İkinci şıkka yatanlara ise ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
İşini bilen ve “akıllı bir basın patronu” olan Aydın Doğan, muhalefetini dönüştürüp daha insaflı bir politik çizgiye kayacaksa, bu işi Zafer Mutlu gibi, hangi entelektüel birikimiyle hangi toplumsal değişimlerin yanında durduğunu ve ne tür bir “değişim dinamiğini” temellük ettiğini bilmediğimiz ikinci sınıf bir bulvar gazetesi yöneticisine mi emanet etmelidir?
Zafer Mutlu kimdir?
Zafer Mutlu, “Ne gazeteciliği kardeşim! Biz burada dükkân açtık, para kazanıyoruz!” demiş, bunu diyebilmiş bir adamdır.
Zafer Mutlu kimdir?
Zafer Mutlu, “andıç ayıbını” taşıyan iki genel yayın yönetmeninden biridir.
Hep Ertuğrul Özkök’e yükleniyoruz.
Bazen insafı elden kaçırıyoruz.
Hiç beğenmediğimiz ve “günah keçisi” haline getirdiğimiz Ertuğrul Özkök, işbu “andıç ayıbı”yla yüzleşti ve büyük bir açık yüreklilikle yanlış yaptığını söyledi. Her şeye rağmen, “insan” bir insan olduğunu kanıtladı... Ama Zafer Mutlu’dan, bu “mevzun cinayet”le ilgili bir tek nedamet cümlesi duymadık.
Özlenen değişimi bu adam mı gerçekleştirecek?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.