Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Bekçi köpeği!

Bekçi köpeği!

Bulunduğum yurt parçası, yayılıp ferah ferah yazmaya imkân vermiyor. İletişim kısıtlı. Teknik altyapı yetersiz...

Uykusuzluk ve yorgunluk, ha keza

Bir toplantıdan çık, bir toplantıya gir... Öldürücü “vatan millet siyaset” geyiği... Ülkeyi kurtaracağına inandırılmış birtakım çatık kaşlı adamlar... Kim bunlar? Nesi var bu adamların Allah aşkına?

Bir ara yağmur yağdı.

Bir ara güneş açtı.

Bir ara Mustafa Kartoğlu’na telefon açıp, “Mustafacığım bugünlük beni idare et” demeyi bile düşündüm. Bu hakkımı Cuma günü kullandığım için mutsuzum.

Eski yazılarımdan tırtıklayıp “self plagiasrism” diye yuttursam, müşteri yemiyor... Müşteri yese bile, hoş kaçmıyor.

En iyisi, kısa kesmek.

Kalan boşluğa reklam mı girerler, magazin haberi mi döşenirler? Müdür karar versin...

Niyetim, gazetesini, televizyonunu, atını ve partisini bırakıp Fransa’ya kaçan adamın, Cem Uzan’ın yüreklere seza başarı öyküsünü yazmaktı.

Bugün yazamazsam (ki, yazamayacağım besbelli), bundan sonra hiç yazamam.

Şu kadarcığını söyleyip kapatayım:

Bir zamanlar ülkeyi “şeriatçılardan, liberallerden, numaracı cumhuriyetçilerden, ABD’den, IMF’den hatta AB’den kurtaracak, Patrikhane’yi ikinci Vatikan yapmaya kararlı Soros çocuklarının tepesine balyoz gibi inecek” Genç Parti lideri Cem Uzan, önce Yunan adalarına kaçtı, oradan da “siyasi sığınma” talebiyle Fransa’ya kapağı attı.

Yıldıray Oğur’un ifadesiyle, “Gençlik Marşı’yla gelmişti, İzmir Marşı’yla gitti.”
Fakat, kendisine “10. Yıl Marşı”yla serenat yapanlar burada...

Bakıyesi de burada...

Hemen aklıma, “Askerler arkamızda, savaşmalıyız patron, bu hükümet düştü düşecek” diyen tetikçi mevkutenin genel yayın yönetmeni geliyor... Ki, Gannuşi asparagasından sabıktır...

Cengiz Çandar, 28 Şubat sürecinde, bazı haberlerin karargâhtan bizzat bu arkadaşa dikte ettirildiğini yazıyordu. Kamuoyu onu, “Cem Uzan’ı yakan adam” olarak biliyor. Bir numaralı Aydın Doğan düşmanıydı.

Bunun bir de, terbiye özürlü zallağı vardı. Tetikçi mevkutenin “yaratıcı” faşizan manşetlerini kotarıyordu.

Evirip çevirip gazetesinde yüzüne sinek pisliği konmuş Aydın Doğan, göbek atan Aydın Doğan resimlerini kullanan bu esmer çocuk, Aydın Doğan’ın iki numaralı düşmanıydı.

İkisi de, şimdi, “muteber” adam.

İkisi de şimdi, Aydın Doğan’ın gözdesi.

Fatih Altaylı’nın aktardığına göre, Cem Uzan’a “savaşmalıyız” diyen adam, şimdi de Aydın Doğan’ın kafasına girmeye çalışıyor: “Aydın Bey, bu vergi cezası size yönelik topyekün bir saldırıdır. Burada amaç bellidir. Sizi bitirmek istiyorlar. Bu bir ölüm kalım mücadelesidir. Burada ya siz kazanacaksınız ya onlar. Geri adım atmamalıyız. Savaşmalıyız.”

Peki, esmer çocuk ne yapıyor?

Ne yapsın?

Kendi ifadesiyle, “bekçi köpeği” rolü oynuyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi