Bayat yazı
Peki tamam, varoşlar ve varoş beyinli gazeteciler Beren Saat ile Murat Ünalmış'ın "sevişme sahnesini" tartışsınlar, ben de dönüp dönüp aklıma takılan soruları sorayım, aradan çıksın:
Atatürk, kurduğu devlette bir senatoya niçin gerek görmemişti? Sonradan niçin konuldu, niçin kaldırıldı?
Ayrıca, Milli Güvenlik Kurulu benzeri bir "üst örgüte" de niçin gerek görmemişti?
İsmet İnönü ve Recep Peker "TBMM'nin dışında ve üstünde, seçimle değil atamayla oluşacak bir konsey" önerisiyle geldikleri zaman onlara niçin kızıp bağırmıştı?
Niçin, dönem dönem Fethi Okyar ve Celal Bayar gibi başbakanlarla çalışmak gereğini duymuştu?
Niçin, ölümünden sonra cumhurbaşkanlığına İnönü'yü değil de Mareşal Fevzi Çakmak'ı "vasiyet" etmişti?
Atatürk devrinde niçin bir Anayasa Mahkemesi yoktu?
"Otuzlu yıllara" dönmek isteyenler, "baklava dilimli Atatürk kazağı" giyenler, tango kursuna yazılanlar, iktidara gelirlerse bu kurumları ilga mı edecekler?
Herhalde MGK'yı ve AM'yi "kaldırmayacaklar" canım...
Tek parti idaresine dönmeleri de çok zor... Göbeğini kaşıyan ayılara "otuz yıl boyunca resim ve heykel eğitimi verip ancak ondan sonra oy hakkı tanımak" da kolay değil.
O zaman neye dönecekler, nereye dönecekler?
Tekel'e mi dönecekler içki ve sigara sektöründe mesela?
Dil konusunda ne yapacaklar? Tekel'e yeniden "İnhisarlar İdaresi" mi diyecekler, yoksa Güneş-Dil teorisini mi uygulayacaklar, Cumhuriyet Halk Partisi'nin adı gene "Kamubuyurum Tüz Bölemi" mi olacak? Deniz Baykal mebus mudur, milletvekili mi, saylav mı?
"Hâkimiyet bila kayd-ü şart milletin" midir, "kayıtsız ve koşulsuz ulusun" mudur yani?
"Dahili ve harici bedhahlarımız" mı vardır, "iç ve dış kötü yürekliler" mi?
"Türk havaalanlarına yalnızca Türk uçaklarının inip kalkması" projesini nasıl hayata geçirecekler?
Yoksa hayat çoktan onlara geçirdi de farkında mı değiller?
Tamam tamam, gündemden kopmayalım...
O zaman şöyle sorayım: Beren Saat'in mi sırtı daha güzel, Nurgül Yeşilçay'ın mı, yoksa Demi Moore'un mu?
Bak, "Aşk-ı Memnu"dan sonra "Hanımın Çiftliği"nin de hemen romanını yazmışlar kız anne, yeni çıkmış, bu sefer Orhan Cemal mi ne, öyle bir adam!...
Yok yok, bunu söyleyen eşek suçlu değil canım, toplum suçlu...
"Suçu suçlu mu işler, toplum mu?", gençliğimizde liselerin en gözde "münazara" konusuydu.
Her seferinde de "toplum işler" diyen ekip kazanırdı. "Suçlu işler" diyemezdik, çekinirdik.
Artık çekinmiyoruz. Soruyoruz: Atatürk devrine dönerseniz MGK'yı kaldıracak mısınız?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.