Erken seçim mi?
Son günlerde bir erken seçimin olabileceği konuşuluyor. Bununla ilgili analizleri yaparken yüzeydeki dalgaların yanında dipteki akıntıları incelemek ve bir erken seçimin hangi amaca hizmet edebileceğini kestirmek gerekir.
Genel olarak siyasi geçirgenliğin azaldığı söylenebilir. Yani geçmişte bir siyasi partiye oy verenlerin bugün yeni bir parti tercih etmeleri ihtimali azalıyor. Özellikle siyasi iktidarın politikalarına karşı olmamakla birlikte uygulamadaki şikayetleri nedeniyle ona yönelenlerin az olacağı söyleniyor. Mesela darbe karşıtı olmakla birlikte onlara yönelik tavrın şiddeti ve herhangi bir şefkat içermemesi iktidarı desteklemesi mümkün olan kişileri ürkütüyor. Darbecilerin hastalığı bahane ederek hapishane dışında kalmaları kadar hiç kimsenin hasta olmadığı ama kaçak olduğunun söylenmesi de şefkat eksikliği olarak algılanıyor.
MHP’nin sert muhalefeti gelişmeleri engellemek amacı taşımıyor. Özellikle bu muhalefeti sokağa taşımamak için sarf ettiği gayret büyük önem taşıyor. Muhalefetinin amacının geçirgenliği azaltmak ama izlenen politikayı engellememek olarak tanımlanabilir.
CHP’nin benzer bir tavır içinde olduğu söylenebilir. Uygulanan politikanın bir devlet politikası olduğunu anlıyor ve tüm çabasını kendisini destekleyen kitleyi korumak hatta çoğaltmak için sarf ediyor.
Her iki partinin de bu politikalarında başarılı olduğu ve seçmenlerini koruduğu söylenebilir.
Her ekonomik sorun gibi yaşanan kriz iktidarı örseliyor. Ancak alternatif bir proje sunulmadığı için bunun iktidara yönelişi ne ölçüde etkileyeceği bilinmiyor.
Yeni oluşumların toplayacağı oyların etkileri genel olarak iktidara yarayacak gibi görünüyor. Mesela Sarıgül’ün partisi CHP’nin oylarını azaltır ve geçmişte Genç Parti’nin oynadığı rolü tekrarlayarak iktidara destek sağlar.
DP’nin stratejisi henüz bilinmiyor. Büyük ihtimalle geleneksel büyük sermaye ile ittifak yapacak ve onun kontrolündeki medyanın desteğini alacak. Bu tüm partilerin oylarında bir azalmaya neden olabilir ve erken seçim sonrası kurulacak bir koalisyona ortak olabilir.
Sonuç ne olursa olsun bugün uygulanan açılımların ve dış politikanın değişmeyeceği söylenebilir. Seçim sürecinde her partide bir arınmanın yaşanacağı ve genel çizgi dışında kalanların tasfiye edilmesi beklenir.
Önümüzdeki dönemde bir Kürt partisinin varlığını sürdürmesi zor görünüyor. Yani bu kesim ulusal partiler içinde yer alacaklardır. Çünkü çözülebilecek her sorun ulusal partiler tarafından çözülmüş olacak ve bu sınırı aşan taleplerin gerçekleşmeyeceği anlaşılacaktır.
Yeni bir seçimde yüzeyde nelerin olacağı kestirilemese, yani iktidarı kimlerin ele olacağı bilinmese bile bugün izlenen politikaların ana hatlarıyla aynı kalacağı söylenebilir. Eğer böyle ise bu çatışma görüntüsünün sebebini sorarsanız bir arınma sürecinin yaşandığını söylerim. Birbiriyle çatışması gerekenlerin yan yana olması, muhalefetin sert ama engel çıkarmayan bir çizgide bulunmaları hayra alamettir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.