CHP'de Kılıçdaroğlu olmak zor! Yaptığı çıkışlar ve koltuk altındaki dosyalar ile CHP içinde hızla marka haline gelen efsaneleşen Kılıçdaroğlu şimdilerde kafasını Genel Merkezin sert kayalarına çarpmış olmanın şokunu yaşıyor!

Onur Öymen'in Dersim ile ilgili sözlerinin yarattığı fırtına ortamında hemen sesini yükselterek "Gereğini yapmasını" isteyen Kılıçdaroğlu'nun yerinde şimdi yeller esiyor!

O da aynen Genel Başkanı Baykal gibi "CHP'nin saldırı altında" olduğunu savunarak Onur Öymen'in sözleri ile başlayan fırtınayı dindirmeye çabalayanların arasına katılıyor!

CHP kurmayları tüm tepkilere rağmen bildiğini okumaya devam ediyorlar ve Alevi vatandaşları "Çantadaki keklik" olarak görmeyi sürdürüyorlar!

Oysa köprünün altından çok sular aktı!

Devir bir hayli değişti, insanların dünyaya bakış açıları farklılaştı!

Artık kimse "Çantadaki keklik" gibi görülmeye razı değil!

Yıllarca nasıl istismar edildiklerini göz önüne alınca Alevi vatandaşlarımızın siyasete bakış açısını yenileyerek CHP ile aralarına mesafe koyma kararı almalarını saygı ile karşılamamak mümkün mü?

CHP'nin klasik kadrolarının Kılıçdaroğlu gibi farklı bir sese uzun süre tahammül edemeyeceklerinin farkındaydık ama O'nu enterne etmelerinin bu kadar kısa zamanda gerçekleşeceğini hiç ihtimal vermemiştik!

Onur Öymen'in konuşması ile parti içinde başlayan tartışmada Genel Başkanın Kılıçdaroğlu'nun çıkışını yok sayan bir politika izlemesi ve bu çıkışı annesinin vefatına bağlayarak Öymen'e açıktan destek vermesi elbette kimsenin dikkatinden kaçmadı!

Genel Başkan Baykal'ın gazetecilerin konuyla ilgili sorularını "Siz hala orada mısınız?" diye hafife alması da Kılıçdaroğlu'nun karşı karşıya bulunduğu durumu ortaya koymak için yeterliydi!

Böyle bir durumda biz Kılıçdaroğlu'nun daha farklı tutum takınacağını zannetmiştik! Ama üzülerek gördük ki yanılmışız!

Kılıçdaroğlu da Genel Merkez hegemonyasına karşı bir şey yapamayacağını fark etmiş olmalı ki onlara ayak uydurmayı tercih etti!

Onur Öymen'den gösterilen tepkiler karşısında "gereğini yapmasını" istemeye devam edeceğine konuyla ilgili soruları "Yorum yok" diyerek cevaplamasını ve aynen genel merkez ağzı ile konuşmaya başlamasını şaşkınlık içinde karşıladığımızı ifade etmeliyiz!

Şimdi çoğu kişi Deniz Baykal'ın Kılıçdaroğlu'nun harcadığını düşünüyor ama biz olaya daha farklı yaklaşıyoruz!

Evet, Kılıçdaroğlu fena halde harcanmıştır ama bu sonuçtan Baykal'dan çok Kılıçdaroğlu'nun kendisi sorumludur!

Tabir caizse Kılıçdaroğlu kendi kendisini harcamıştır!

Halbuki konuyla ilgili itirazlarını sürdürse ve sesini yükseltmeye devam etseydi CHP'de bugün bambaşka bir hava eserdi!

Kılıçdaroğlu bugüne kadar estirdiği "Ben farklıyım" havasını son sözleriyle "Benim de onlardan hiçbir farkım yok"a çevirmekten başka bir şey yapmış olmadı!