Yaprak dökümü
Sonbaharda sararan yapraklar dökülür ve ağaçlar cansızmış gibi görünür. Bu görünüm kuruyan bir ağaçta da aynıdır ancak ikisi arasındaki benzerliğe bakarak ağacın akıbetinin aynı olduğu söylenemez. Birinde yeni ve daha gür bir gelecek söz konusu iken diğeri bitişi temsil eder. Kökler çürür, gövde kurur.
Ülkemizde bir yaprak dökümünü yaşadığımız söylenebilir. Halkı tedirgin ederek bir darbe ortamı hazırlayan güçlerin varlığından söz ediliyor ve bunların yapmayı planladığı eylemler insanın kanını donduruyor. Geçmişteki darbe ortamlarının benzer şekilde hazırlandığı söylenirken, o darbeleri yapanlar biliniyor ama hazırlayan merkezin kim olduğu, hangi kişi ve örgütlerin bu hazırlıkta rol aldığı bilinmiyor. Şimdi ise darbe ortamını hazırlayanlar belli ama darbeye karar veren iradenin kim olduğu, hangi siyasi amaca hizmet ettikleri bilinmiyor. Acaba dış destek olmadan böyle bir eylem sürdürülebilir mi? Türkiye yeni kamplaşmanın başlama noktası olarak mı görülüyor?
Sararmanın yapraklarla sınırlı kalmadığı, gövdenin kurumaya köklerin çürümeye başladığı söylenebilir mi? Adalet kurumundaki çatışmalar ve sorunlar bunun işareti mi? Ekonomik sıkıntılar, artan işsizlik ne kadar sürecek?
Sonbaharlar hüznün simgesidir ama geçicidir. Öyleyse önümüzdeki baharın nasıl olacağını düşünmenin zamanıdır.
Eğer ciddi hatalar yapılmazsa bir süre sonra etnik sorunun önemini yitireceği söylenebilir. Çünkü Kürtler açısından bırakın daha iyiyi azıcık kötü olabilecek bir seçenek bile yoktur. Geçmişte ulus devletleri güçsüz kılarak ekonomik merkezli bir yönetim kurmak isteyen küresel sermaye şimdi canı derdindedir. Bölgemizde Avrupa’nın önünü kesecek, Çin’in nüfuzunu engelleyecek bir güce ihtiyaç vardır ve bunun Türkiye dışında bir alternatifi yoktur.
Ordumuz bu yeni yapılanmanın en önemli güvencelerinden biri olacağı için onun zayıflatma çabaları başarısız olacaktır. Ancak onun dünya görüşü ve ideolojisinin yeni ve daha etkili bir Türkiye’ye uyacak şekilde değişmesi beklenir. Bu geçmişin reddi ve kötülenmesi değil önümüzdeki çıtanın yükseltilmesi demektir.
Ekonomideki sorunların kolayca çözüleceğini sanmıyorum. Yeni bir ekonomi anlayışı inşa edilecek ve bu ne liberalizmin bugüne kadar uygulanan biçimine uyacak ne de sosyalist düşünceye benzeyecektir. Bugüne kadar insanların ihtiyaçlarının sınırsız, bu ihtiyaçları tatmin edecek mal ve hizmetlerin sınırlı olduğu düşüncesi yerini kaynakların sınırsızlığı ihtiyaçların bir düzeyin üstünde yaratılmış olduğu düşüncesine bırakacak ve her maddenin ya da ona ikame edilecek malların sınırsız olduğu anlaşılacaktır.
Tek eksiğimiz sınırlı düşünce iklimimiz ve yeni düşünce üretmek yerine var olanlarla yetinmemizdir. Magazin ve spor dergilerindeki kadar önemsediğiniz, rahat yaşama imkanı sağladığınız düşünce adamınız var mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.