Yüzü hiç gülmeyenler
Selahaddin Eyyübi’nin Kudüs’ün işgal altnda olmas nedeniyle yüzünün hiç gülmediğini önce Fethullah Gülen Hoca’nn vaazlarndan birisinde dinlemiştim. Sonrasnda konuya temas edenlerden birisinin de Üstad Necip Fazl Ksakürek olduğunu gördüm. En son olarak da Hilal TV’de Filistin’e Özgürlük Konvoyu nedeniyle bir araya geldiğimiz Ahmet Ağrakça da ayn hadiseyi hatrlatt. Selahaddin Eyyübi yllar yl gülmeyi unutur ve bu durum veziri ve lalalarndan Kad Fazl’n dikkatini çeker ve ‘Sultanm yllar var ki yüzünüze tebessüm konmuyor. Tebessüm niye yüzünüzü yalamyor, yaylmyor ve kaplamyor?’ şeklinde sorunca Selahaddin Eyyübi şu manidar cevab vermiştir: “Kudüs işgal altnda kaldğ sürece gülmek bize yakşr m?” Yine Ahmet Ağrakça Hoca konuyla alakal olarak başka anekdotlar da anlatt. Selahaddin Eyyübi’nin ordusunun teheccüt ve gece namaz kldğn ve sultann gece teftişleriyle de zaman zaman bunu gördüğünü, müşahede ettiğini ve bir defasnda da gece namazna katlmayan bir askerini uyardğn ve ordunun ahengini bozmasndan şikayet ettiğini aktard. Ve yine sürekli sefer ve seferberlik hali yaşamasndan dolay da Httin öncesinde iki yl seferi olarak namaz kldğn hatrlatt. Büyük fütuhatlarn gerisinde büyük idealler ve büyük fedakarlklar yatar. Yücelik isteyen gecesini gündüzüne katar (men talebe’l ula sehhere’l leyali). Dendiği gibi kolaylklar ancak zorlukla beraberdir. Her zorluk arasnda iki kolaylk olsa da netice itibaryla büyük gayelere zorluklarla ve meşakkatlerle ulaşlr. Sünnetullah böyle cereyan eder. Selahaddin Eyyübi’nin yüzü hiç gülmediği gibi, ayn zamanda gözlerinden yaş da eksik olmamştr. Hazreti Ebubekir’in sfatlarndan birisi de ‘esyef’dir. Yani yüreği yufka ve gözlerinin daim puslu ve yaşl olmasndan dolay ona bu sfat verilmiştir.
¥
‘Yüzünde tebessüm eksik olmazd’ diye bir deyim vardr. Buna mukabil bazen de ‘yüzü gülmüyor’ denilir. Büyük zdrap, çile ve aclardan sonra insanlar genellikle gülmesini unuturlar. Yüzleri gülmez, solar. Hatta baz ac çekenler için arkasndan ‘yüzü hiç gülmedi’ denilir. Bu yüzü hiç gülmeyenlerden birisi Selahaddin Eyyübi’dir. Kudüs’ün fethinden sonra yüzü güldüğünde de artk geride gülecek ömrü kalmamştr. İslam toplumlar da yaral toplumlardr. Ve bugün, Selahaddin Eyyübi’nin hiç gülmediği günlerin simetrisi bir tarih diliminden geçiyoruz. Elbette hayattan zevk alan ve gülen insanlar da vardr. Haliyle ‘ölenle ölünmez’ ve ‘dava ile evlenilmez’ diyenler de olacaktr. Belki davay ve Kudüs’ü bile hatrlamayanlar çoktur. İşte belki de asl ağlanlmas gereken hal ve husus budur. İsviçre’de minare yasağna elbette ki kzyoruz ve köpürüyoruz. Haklyz da. Lakin Ayasofya’nn Fatih’in yetimi olduğunu niye hatrlamyoruz?
¥
İslam alemi yaral olduğu dönemlerde büyük insanlar gülmeyi unutmuştur. Tenbihu’l muğterrin (Aldananlara nasihat) adl kitabnda, Muhammed Abdulvehhab Şarani, sufiler arasnda ahirete hazrlk babndan krkndan sonra yatağn srtna alanlardan bahseder. Yani gözlerine uykuyu haram edenlerden ve gözlerine uyku girmeyenlerden söz eder. Şarani’nin anlattğ mübalağadr değildir tartşlabilir, lakin bu fiiliyatta olmasa bile, bu hissiyatta insanlarn varlğ bir gerçektir. Buna paralel, gözlerinden nem ve gözyaş eksik olmayanlar da çoktur. Bu örnek dönemlerden birisi de, büyük fitnenin ardndan yaşanlanlardr. ‘Halifesini koruyamayan’ konumuna düşmüş Medine halk ve sahabiler Hazreti Osman’n arkasndan gözyaşlarna boğulurlar. Ve kendilerini affetmezler. İslam tarihinde iki intikam devresi ve nöbeti yaşanr. Bunlardan birisi Hazreti Osman’n ardndan yaşananlardr. Diğeri de Kerbela facias şehidi Hazreti Hüseyin’in ardndan yaşanlanlardr. Bu intikam ateşlerinin bazen yanlş mecralara döküldüğü de söylenebilir. Lakin büyük mihnet ve çile dönemlerinden sonra Selahaddin’le ayn atmosferi soluyan ve paylaşanlar ve kendilerine gülmeyi haram edenler çoktur. Sözgelimi, Bedir ashabndan olan Ebu Hamid es Saidi el Ensari, Hazreti Osman’n şahadetinden sonra Allah’a ahdu peymanda bulunmuş ve şöyle söylenmiştir: “Rabbim! Buluşma gününe kadar gülmeyi unutacağma dair sana söz veriyorum (Hakikatü’l hilaf beyne’s sahabe, Daru’l Marife, Dr. Ali Muhammed Salabi, S: 71)...”
İdealleri olmayan milletler, yaşamay hak etmeyen ve yarnlar ve gelecekleri olmayan milletlerdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.