Gözlemciyim
Türkiye’de büyük bir çatışma yaşanıyor. Dünya üzerindeki konumumuz değişirken bunu destekleyenler kadar rahatsız olacakların da olması doğal. Bunların uzantıları ülkedeki farklı güçlerin içine sızar ve birbirleriyle mücadele ederler. Bu her yerde ve her zaman böyledir. Bir dış odakla aynı çizgiye düşen gücü itham etmiyorum. İç dinamik kendi yolunda ilerlerken birisi bunu kendi yararına görür ve gücü ölçüsünde onun yanında yer alır. Mesela SSCB’deki değişimi o dönemde ABD içinde yer alan global sermaye destekledi ve SSCB dağılınca Rusya’nın ekonomik ve siyasi olarak yanında yer aldı.
Ülkemizdeki bu büyük çatışmada taraf değil gözlemciyim. Olayları analiz edeceğim ama ulaştığım sonuçların hangi tarafın işine geldiğini sorgulamayacağım. Çünkü tarafların ikisi de bu ülkeye ait.
Bugünkü analizime bir soruyla başlayacağım. MİT, Ergenekon örgütü hakkında, medyaya intikal edenlerin dışında bir bilgiye sahip olmadığını söyledi. İki şıklı şu soruya lütfen cevap verin. A) Ergenekon hakkındaki bilgiler neredeyse işportaya düştüğü halde devletin güvenliği ile ilgili istihbarat yapmakla görevli bu kurum uyumuş mudur? B) Bu konuda kamuoyuna intikal eden bilgiler yönlendirme amaçlıdır ve MİT olaya bir operasyon olarak bakmakta, durumu bu açıdan değerlendirmektedir.
Böyle büyük değişim dönemlerinde büyük operasyonlar yapılır. Bunun içinde yer alanlar bir tarafın haklılığına inanır ve o yönde çalışır. Ama bu kişiler eğer yapılanlar hakkında doğru bilgiye sahip değillerse ve kaybedecek tarafta yer almışlarsa hak etmedikleri olumsuzluklarla karşılaşabilirler. Çünkü onlar doğru buldukları şeyleri yapmaktadırlar ama gördüklerinin ne ölçüde doğru olduğunu fark edemeyebilirler.
Kurumlararası çatışmalar, inanılması güç iddiaların havada uçuşması sürecinin sonuna yaklaşıldığını gösteriyor. Oynanan oyunda herkes parayı sürmüş sıra kağıtların açılmasına gelmiştir.
İnsanlar genellikle bir eylemin etkileriyle ilgilenirler. Oysa her etkinin yaratacağı bir tepki vardır ve bu tepkinin eylemin etkisinden büyük olmasına sıkça rastlanır. Herkes yapacağını yaptı şimdi sıra bunun doğuracağı tepkilerin ne olacağına geldi.
Tüm kurumların tartışma konusu yapılması, halkın bu kurumlara güvenini sarsacak iddiaların ortaya atılması, devletin temellerini mi sarsacak yoksa bu daha iyi bir yapılanmanın gerçekleşeceği bir süreç midir? Şimdi çoğunluğa bu kadarı da olmaz dedirtecek, komploculuk sayılacak bir tahminde bulunacağım.
Bir kurumda görülen aksaklıklar nasıl düzeltilir? Bunun cevabı yanlış yapanlar tasfiye edilir olacaktır ama bu kurum içinde huzursuzluk yaratır. Yanlışlıkları karşıt bir gücün ortaya çıkarmasına imkan sağlanır ve tüm sorumluluk bu güce yüklenir Sonra hem çürük elmalar ayıklanır hem de karşıt güç tasfiye edilir.
Görünen manzara iç açıcı değil ama ben geleceğe iyimser bakıyorum. Kurumlar bu çatışmadan yıpranmış olarak değil arınmış olarak çıkacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.