Suud’un Volter’i ve Özkök’ü
Bir balık yakaladım, ardından oltaya ikincisi takıldı. Suudlu davetçi Selman Avde ile alakalı olarak el Vatan gazetesinin 5 yıl önce alayvari bir üslupla yazmış olduğu haberi gündeme getirecektim. Zira, kanaatime göre Suudi Arabistan'ın en yenilikçi ve tartışmalı gazetesi olan el Vatan, Suudi Arabistan'ın Hürriyeti veya Vatan'ı mesabesinde. Onun yayın yönetmeni olan Cemal Kaşıkcı ise Ertuğrul Özkök'e benziyor. Birisi, Hürriyet'i ve Özkök'ü tanımlarken 'hazcı bedende militer ruh' ifadesini kullanıyor. Burada ne Ertuğrul Özkök ne de gazetesi için şamata yapıyoruz. Şamata bize yakışmaz. 'Keşke, Özkök gibilerini kaybetmek yerine kazanabilseydik' derim. Lakin bu tek yanlı olabilecek bir husus da değildir.
El Vatan, Suudi Arabistan'ın en yenilikçi gazetesi. Cemal Kaşıkçı ise sürekli olarak Suud ulemasıyla takışıyor ve bundan dolayı sallanıyor, gidip geliyor. Lakin, Türki Faysal'a ve Kraliyet çekirdeğine yakın olmasından dolayı gittikten sonra tekrar geri dönüyor. Bu özelliğiyle aslında 20 yıldan beri istikrarlı bir biçimde Hürriyet'in tepesinde bulunan Özkök'den ziyade Demirel'e benziyor. Tek farkla. Birisi siyasetçi, diğeri gazeteci. El Vatan gazetesinin bundan 5 yıl önce yayınlamış olduğu haber, Türk basınında da benzeri türde görülen tipik 'irtica' haberlerinden birisi. Habere göre, Selman Avde'nin oğlu Muaz bir ay boyunca ortadan kaybolmuş ve onun diğer Suudlu gençler gibi sınırı aşarak Irak'ta Amerikan askerleriyle vuruşmaya ve çarpışmaya gittiği sanılmış. Bunun üzerine babası Selman Avde devreye girerek Suudlu yetkilelerden oğlunu bulmalarını ve kendisine geri getirmelerini istemiş. Bir ay ortalıklarda gözükmeyen Muaz ise akabinde ortaya çıkmış ve 'ben şaka yapmıştım, bir yere gitmedim. Buradayım' demiş. Bu detaydan sonra gazete şöyle bir yorumda bulunuyor : "Onun telkinleriyle bir sürü genç gözünü kırpmadan cepheye giderken, kurşun menziline girerken oğlunu Irak'tan kurtarmak için Selman Avde polise başvuruyor. Ne ilginç günlerde yaşıyoruz! İşe bakın..."
Selman Avde ise bu haberin doğru olmadığını ve bundan dolayı tekzibi ve tazminat davası için haber aleyhinde dava açtığını duyurdu. Lakin arkasında hatırlı kişiler olan Kaşıkçı, tekzip ve tazminat davasını 5 yıl boyunca oyalamış ve hasır altına aldırabilmiş. Tecilli ve gecikmeli olsa da sonunda hak tecelli etmiş ve yetkili makamlar gazete aleyhinde tekzip metni yayınlama kararı almışlar. Bununla da kalınmamış tazminat olarak da 60 bin Riyal'e hükmedilmiş. Böylece gecikmeli de olsa adalet tecelli etmiş ve Selman Avde teselli imkanı bulmuş. El Vatan gazetesi Selman Avde ve benzerleri için 'ele verir talkını, kendi yutar salkımı' tarzında ithamvari yayın yapıyor ve şahsiyetini tahkir ve tezyif ediyor. Bizde de gazetecilik denilince köpeğin ısırdığı adam değil köpeği ısıran adam makbul sayılır. Yine keçisi çalınan imam veya müftü değil keçi çalan müftü ve imam haber namzedi ve konusu oluyor. Demek ki, Suudi Arabistan'da da durum bizden pek farklı değil.
8-10 yıldan beri Suudi Arabistan'da bir muhafazakar-liberal takışması ve kapışması yaşandığı söylenir. Şair, büyükelçi olan ve bakanlık da yapan Gazi el Kusaybi bunlardan birisiydi. Şimdi liberal kanatta başı çekenlerden birisi Cemal Kaşıkçı. Bu liberalizmin iki ayağı; daha ziyade devletin şeffaflaşması ile dinden özgürleşme üzerine kurulu. Dinden veya Suud ölçeğinde din polisi Mutavva'dan, yerel anlayıştan özgürleşmeyi temsil eden isimlerden birisi de Yusuf Ebu'l Hayl isimli düşünür. Elbette Suudi Arabistan'da dini alanda liberalizmi savunanları onunla sınırlı görmek hata olur. Lakin Ebu'l Hayl öne çıkan ve dikkat çeken isimlerden birisi. Ülkenin önde gelen liberallerinden olan Şakir Nablusi, Nasr Hamid Ebu Zeyd gibi Mısırlı İslam dışına çıktığı ileri sürülen reformistleri savunduğu gibi Ebu'l Hayl ile alakalı olarak da ilginç bir tasvir ve deyim kullanıyor: "Sezgilerim beni yanıltmıyorsa, Yusuf Ebu'l Hayl yakında bu ülkenin Volter'i olarak tanınacak ve sivrilecektir..." Demek ki, Suudlular Luther'den ziyade bir Volter arıyorlar. Peki, Luther ile Volter arasında fark nedir? Volter dine toptan karşıdır ve dinin yerine aklın ikamesini savunur. Daha ziyade fikri alanda yenilikçidir. Martin Luther ise içeriden bir yenilikçidir ve dini alanda reform yapmıştır. Lakin sadece Vatikan ve temsil ettiklerine karşıdır. Gerçi Luther ile Volter asında ortak yön İslam'a da karşı olmalarıdır. Ne diyelim, El Vatan gazetesinin deyimiyle Suudi Arabistan, Cemal Kaşıkçı'nın şahsiyetinde nur topu gibi bir Özkök'e, Ebu'l Hayl'ın şahsiyetinde de geç gelen yerel bir Volter'e kavuşmuş oldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.