İç tehdit bitecek mi?
İç tehdit nedir? İnsanın içine salınan tehdit mi?
Elbette “iç tehdit” denildiğinde, kendini dışta değil içte güvenli görmeyen, içiyle savaşan, bunu doktrinleştiren bir sistemin mantığından söz ediyoruz.
Türkiye neden hep içiyle savaştı? Neden cumhuriyet, yani halk idaresi halkından korktu?
Türkiye neden “iç tehdit öncelikli” bir ülke idi?
Çünkü Türkiye’nin dış güvenliği, dahil olduğu ittifak sistemi içinde sağlanacaktı. Biliyoruz ki, Türkiye’nin ordusu tamamen NATO emrine verildiği için Kıbrıs’a müdahale edemedi. NATO’dan bağımsız Ege Ordusu bu yüzden kuruldu.
Dış tehdit ittifak sistemine havale edilince, kocaman bir ordu besleyen Türkiye’de iç tehdit mantığıyla asker yetiştirildi. Ayrıca, Osmanlı sonrası Türkiye devletinin kuruluşunda, batı sistemine verilen İslâmdan uzak durma, dünya siyasetinde Osmanlının rolünü oynamama sözlerinin tesirini de unutmayalım.
Türkiye dahilen ezici, halkına korku verici bir devlet olarak oluşturuldu. Cumhuriyet “kanla irfanla” kuruldu. Bu marşta ifade edilen “irfan” kullanımdan düşürüldüğü için kelimenin medlülü kalmadı. Geriye kanla kurulmuş cumhuriyet kaldı!
Cumhuriyet daha başta ilk muhalefet partisini iç tehdit gerekçesiyle kapattı. Millî Mücadele’nin kumandanlarının kurduğu liberal Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası iç tehditdi!
“Menemen vak’ası”nın mürettep olduğunu düşündüren önemli delillerden biri, bu vak’adan sonra devletlilerin ortaya koyduğu tavırdır.
Devlet başkanı Menemen’in tamamen haritadan silinmesini istemiştir. Halbuki cinayeti işleyenler Menemen ahalisinden değildir. Halka gözdağı vermek için bu yol tercih edilmiştir. İnanmayanlara Milli Mücadele’nin kumandanlarından Fahreddin Altay’ın hatıralarını tavsiye edebiliriz. Hatta birkaç satırını beraber okuyalım:
“Ceza edilmeyen kesif yerler de örfen (baskı ile, zorla) dağıtılmalıdır... en az kabahatı seyirci kalmış Menemen halkı orayı terk etmelidir. Hepsi müttehimdir (itham altındadır).”
Biliniyor ki, Kubilay olayını jandarma seyretmiş, müdahale etmemiştir. Şimdi en tepeden halkın müdahale etmemesi tehcirle cezalandırılmak istenmektedir.
Bu arada bazı gazetelerin adı sayılmakta, bunlar “hükümet korkulacak birşey değildir fikrini vermek”le suçlanmaktadır.
Demek ki Cumhuriyet hükümeti korkulacak bir şeydir!
Bu sözleri Fahreddin Altay On Yıl Savaş ve Sonrası başlıklı hatıratında, “Menemen ve malum köyler ahalisinin kâmilen tehcirini Gazi Paşa çok şiddetle ileri sürüyordu” şeklinde yorumluyor. Menemen ve civarının hemen tehcire tabi tutulmasını İsmet Paşa ve devlet erkânı, “kışın bu iş zor olur” diye güç belâ önlemişler!
İç tehdit bitecekse Menemen edebiyatı da bitecek demektir!
Başbakan’ın iç tehditle ilgili sözlerini okuyunca, Necip Fazıl’ın en sevdiği şiirlerinden birinin şu mısraı hatırıma geldi:
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
İç tehdit milletin içine tehdit salmayacak, insanımız kendini öz yurdunda garip, öz vatanında parya hissetmeyecek...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.