Bir zamanlar ortak değerlerimiz, hizipleşmeye, parçalanmaya, tefrikalara sebep olurken, bugün ortak değerlerimiz birleşmeye, bütünleşmeye, kaynaşmaya sebep olmaktadır. Kalplerimizi, kudret elinde tutan Rabbimize sayısız hamd ve şükrediyoruz.
Yine bir zamanlar, inançlı her kesim, her grup, kendi grubu ile, kendi hizmetleriyle, vakıf ve dernekleriyle tatmin olurken, bugün paylaşmak, sahiplenmek ve destek vermek için mücadele edilmektedir. Gönül gönüle, ele ele tutuşarak, Afrika’ya, Rusya’ya, Filistin’e, Afganistan’a hâsılı insanın olduğu her yere gidilmekte, Müslüman ümmet bilinci, şuuru kalplere yeniden kök salmaktadır.
Tabii ki bu günlere elimizi kolumuzu sallayarak gelmedik. Çok diyet verildi. Bir taraftan baskı ve dayatmacı zihniyetin çağdışı tavırları, bir diğer taraftan 163-141-142. maddelerin haksızlığa kapı açan yaptırımları, bir diğer taraftan gizli Ergenekon vari yapılanmalar, ülkenin ve ülke halkının inancını, kardeşliğini, bütünlüğünü dinamitledi.
O dönemin yiğit insanları siyasi, manevi, ilmi sahalarda ve kelle koltukta hizmetlerini sürdürmeye devam ettiler. Bir kısmının rahmet-i rahmana kavuştuğu ve bir kısmının da hayatta olup hizmetlerine devam ettiği onurlu ve şerefli hizmet kervanının başlarını, imamlarını, liderlerini hayırla yâd etmekteyiz.
Hatice Babacan’larla, Şule Yüksel’lerle başlatılan ve bugün günümüzde sistemleşmiş bir hale gelerek toplumun irşadını, ıslahını üstlenmiş eğitim faaliyetleri... Mahmut Sami Ramazanoğlu, Muhammet Zahid Kotku, Süleyman Hilmi Tunahan, Sait Nursi ve benzeri zatların çalışmaları (Rabbimiz ruhlarını aziz kılsın) ile zihin ve gönül eğitiminin bereketli adımları, bugün “İmandan İhsana Yolculuk” adı altında binlerce insanımızın ihyasına, irşadına sebep olmuştur.
Gazete sütunumuzun sınırlı olması sebebiyle sadece özet halinde verdiğimiz bu örnekler, aslında çınar ağacı gibi ülkeyi ve İslam âlemini sarmıştır. Kardeşlik, barış, birbirlerimizin farkında olmak, paylaşmak ve yaşadığımız ülkeleri tıpkı bir aile ocağı haline getirmekten başka hiçbir niyetin olmadığı gerçeğine herkesin ve her kesimin inanması gerekir.
İşte bu oluşum ve gelişim seyrinde Mektup isimli bir dergi, hanımların özverisi ile ve Emine Şenlikoğlu Hanımefendinin sorumluluğunda yayın hayatına girmiş ve birçok insanın irşadına ve hatta hidayetine sebep olmuştur. Nisa Suresi 75. ayetinde, erkeklerin himayesine verilen tüm kadınların meşru hizmeti, bir nevi ümmetin ortak hizmeti olarak ele alınmalıdır. Mektup, Ribat, Sızıntı, Furkan, Altınoluk, Yüzakı, Diriliş, İslam, Misak, İlkadım, Kasr-i Arifan... ve sütunlarımızın alamayacağı kadar zenginleşmiş bir yayın hayatımız, harıl harıl çalışmaktadır.
Bir ara yayınına maddi sebepler yüzünden ara veren Mektup, bugün üç ayda bir çıkmaya devam etmekte ve bizlerden destek beklemektedir. Yepyeni bir çehre ve muhteva ile yayın hayatına başlayan Mektup, eski ve yeni okurlarından bir vefa tavrı beklemektedir. Yüksek anlayışınıza havale ettiğim bu mesajımıza gerekli cevabı abone olmakla vereceğinize inanıyor ve ilgili adresleri sizlere bildirmekle iktifa ediyorum.
Mektup Dergisi: Tlf/ 0 212 521 83 10. Faks: 0 212 534 18 71.
Posta çeki Hesabı. Emine Şenlikoğlu Özkan: No: 583 54 46. Bir yıllık abonelik sadece 40 TL.
Yurt Dışı abone ise: 40 Euro.
Haberleşme adresi: Daruşşafaka Cad. Aksarıklı Sk. No: 4/A Fatih/İstanbul.