Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Vay uyanık!

Vay uyanık!

Bizimki, yani neredeyse bu köşenin ‘kadrolu’ konuğu olacak Ertuğrul özkök, bir Cumhuriyet Bayramında, Sezer’in davetlisi olarak çankaya köşküne çıkmış...

Orada, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi özkök’le karşılaşmış.

Mütevazı Hilmi Paşa bizimkine yaklaşmış ve müstehzi bir ifadeyle şöyle demiş: ‘Ertuğrul Bey, Türkiye bu iki özkök’ten ne çekiyor böyle...’

Karşılıklı olarak gülüşmüşler.

Kıssadan hisse olarak diyor ki bizimki, ‘Onun esprili kimliğini ilk defa orada tanıdım. O günlerde bazı ulusalcı çevreler ikimize de veryansın ediyordu. (...) Bu sözler, aslında Hilmi özkök’e yapılan haksızlıkları bile nasıl mütevazı bir mizahla sineye çektiğini gösteren çok çarpıcı bir örnektir.’

Hemen anladınız.

Ertuğrul özkök, özdeşlik kuruyor.

Kendisini Hilmi özkök’ün yanına koyuyor.

Hilmi özkök’ün sırtından ‘demokratik paye’ arıyor.

Türkiye’nin (daha doğrusu ulusalcı çevrelerin) Hilmi özkök’ten neler çektiğini biliyoruz; çünkü asker özkök, ‘demokrasi’ adı altında bizi bölmeye çalışan iç ve dış güçlerden hiç söz etmez, farklı görüşleri ‘ihanet’ terimleri içinde yargılamaz, karşıtlıkları felaket olarak görmez. Dolayısıyla, darbe sever ulusalcıların gözünde makbul ve muteber bir asker değildir.

Peki, ulusalcı çevreler, ‘İyi ki 12 Eylül olmuş’ diyen sivil özkök’ten ne çekti?

Hangi demokratik tavrını rahatsız edici buldu?

Bu dakika itibariyle Sivil özkök, kendisine ‘haksızlık’ olarak yansıyan üç adet ‘rahatsız edici’ tavrını hatırlamaya çalışsın ve bunu köşesinde yazsın.

Madem Ertuğrul özkök, kendisini asker özkök’ün yanına koyuyor ve hiçbir ücret ödemeden bedavadan ‘demokratik paye’ arıyor, bakalım yan yana nasıl duruyorlar?

önce asker özkök’ten bir alıntı (Harp Akademileri Komutanlığı’nda yaptığı konuşmadan): ‘Hiçbir zaman herhangi bir konuda ileri sürülen bir fikre karşı önyargıyla hareket etmeyiniz. çok aykırı fikirlerle karşılaşabilirsiniz, hele bu fikirlere ‘vatan haini bir düşünce’ gibi çok iddialı bir önyargıyla yaklaşırsanız, fikirlerden istifade marjını daha başlangıçta sıfırlamış olursunuz. Uygarlık karşı fikirlerin çarpışmasıyla gelişmiştir.’

Bu da sivil özkök’ten (muhtelif yazılardan ‘ortaya karışık’ servis): ‘Ankara’da Kenan Evren’i gördüm, tek başına yemek yiyordu; o an iyi ki 12 Eylül oldu diye düşündüm... Dergi satan o başörtülü kızın gözündeki nefreti gördünüz mü? Yanlış anlaşılmasın, üniversitede türbana karşı değilim... Pakistan Yüksek Mahkemesi darbeyi onayladı, demek ki 28 Şubat da doğru ve haklı bir müdahaleydi. Kuzey Irak’a girelim, o küstah Barzani’ye haddini bildirelim, karşımıza isterse Amerika çıksın, onları da dümdüz edelim. Onlar biat medyası, biz her şeyi açıkça yazan hür medyayız...’

Nasıl?

Yan yana iyi duruyorlar mı?

Darbeci olması gereken özkök, farklı fikirlerdeki istifade marjına vurgu yapıyor, ama sivil özkök farklı fikirlerin hayat bulması ve siyasete taşınması tehlikesine (!) karşı darbelerin ‘terbiye edici’, ‘yola getirici’ işlevini öne çıkarıyor...

Darbeci olması gereken özkök, ‘Farklı fikirlere ‘vatan haini bir düşünce’ gibi çok iddialı bir önyargıyla yaklaşmayın’ diyerek, örtük de olsa hukuk hassasiyetine gönderme yapıyor, sivil özkök ‘herşeyin hukuktan ibaret olmadığını’ söylüyor.

Darbeci olması gereken özkök, ‘Yenilikler hep karşı fikirler sayesinde ortaya çıkmıştır. öncelikle, insanların ‘düşünce yapısı’, değişimleri algılayacak şekilde hazırlanmalıdır’ diyor; sivil özkök, yeniliklerin taşıyıcısı da olsa, karşı görüş sahibi bazı sivillerin hálá ‘rüştünü ispat’, ‘makuliyetini kanıtlama’ gibi sorunları bulunduğunu söylüyor.

Ben kestim, yorum sizin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi