Barış karnavalı
Netanyahu mu uslandı yoksa Obama şansını bir kere daha mı denemek istiyor? Obama’nın bir yıllık karnesi zayıf. Kırık notlarının sebebi de iki adam. Bunlardan birisi, İtalyan mafya figürü consigliere’e benzetilen Obama’nın Beyaz Saray Müşteşarı Rahm Emanuel diğeri de Netanyahu olmalıdır. Lakin bu böyle olmasına rağmen barış atakları başlatıldı. Hatta İsrail U dönüşü yaptı özellikle Filistin cephesinde sükunete ermiş barış sularını yeniden hareketlendirdi. Halbuki, bir hafta öncesinde yayınlanan gizli İsrail raporunda Obama’nın Filistinlilere yönelik sempatik ve peşinen pozitif bir yaklaşım içinde olduğu savunuluyordu. Haaretz gazetesinin haberine göre, kısa süre önce Dışişleri Bakanlığının stratejik politikalara odaklı Siyasi Araştırmalar Merkezince dağıtılan raporda, “Amerikalıların son söylemleri, görüşmelerin çerçevesi ve yapısıyla ilgili olarak, kısmen ve ihtiyatla da olsa Filistin talepleriyle örtüşen ifadeler taşıyor” görüşüne yer verildi. Peki değişen ne? Kanaatime göre, değişen bir husus yok sadece üzerindeki baskıları hafifletmek üzere Netanyahu barış oyunu oynuyor ve bununla oldu bittileri için zaman kazanmak istiyor. Yoksa ne Kudüs’ün Yahudileştirilmesinden vazgeçmiş ne de yeni yerleşim merkezlerini tatil ediyor. ABD ise barış için devreye girdiğinde klasik olarak İsrail yerine hep Araplara baskı yapmıştır. Kuşkunuz olmasın yine öyle olacaktır. Zira, İsrail yavuz hırsız rolünde hep ev sahibini bastırmıştır. Carter, Camp David de Meneham Begin yerine sürekli olarak Sedat’a baskı uygulamıştır. Çünkü sadece Sedat’tan taviz koparabileceğini görmüştür. Hiçbir zaman ABD, Süleyman (Aleyhisselam) gibi adil bir hakem olamamıştır. Daima yalancı anneyi kayırmıştır. Obama da yalancı pehlivan gibi ilk olarak Araplara başvuracak ve onlardan İsrail’in barışa(!) yanaşması karşısında yeni tavizler ve ödüller isteyecektir.
¥
Tony Blair ile görüşmesinden sonra Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa da bölgede buzdolabında olan barış girişimlerinin yeniden canlandırıldığını duyurmuştur. Bir yıllık rötardan sonra yeni bir hareketlenme olmuştur. Bu bağlamda, Başkan Yardımcısı Joe Biden durağan barış sularını yeniden harekete geçirmek için İsrail’e gitmiştir. George Mitchell de ‘proximity talks’ olarak anılan yakın mesafe görüşmelerini başlatmak için hazırlık yapmaktadır. Mitchell gelecek dört ay boyunca Ramallah ile Tel Aviv arasında mekik dokuyacaktır. Esasında bu tarz diplomatik girişimler ve manevralar çok görülmüş ve hiçbirisinden de netice alınamamıştır. Sözgelimi, Mitchell’in seleflerinden olan ve onun gibi Lübnan asıllı bulunan ve Philip Habib olarak bilinen temsilci de mekik diplomasi doğrultusunda bölgeyi turlamış ve yollar kat etmiş lakin arpa boyu mesafe alamamıştı. Sadece İsrail’in yatışmaz yapısına örtmeye ve tevil etmeye çalışmıştır. Yakın mesafe görüşmeleri (proximity talks) daha önce mekik diplomasisi suretiyle yürütülmüştür. Kissinger de daha önce ‘adım adım/step by step’ adıyla anılan mekik diplomasisi yürütmüş ve de facto bazı sonuçlar da almıştır. Kissinger’in almış olduğu sonuç, kalıcı barış statüsü olmayıp sadece geçici ateşkes statüsüdür. Zaten barış adına imkansızı başarmak yerine komşularını bir şekilde İsrail’e angaje etmiştir. Adım adım siyasetiyle birlikte siyasi değiş tokuşlar yapılmış ve bölgede İsrail ve komşuları arasında geçici bir statü tayin edilmiştir. 1990’lı yıllardan itibaren bu geçici statü kalıcı barış suretiyle tahkim edilmeye çalışılmışsa da 1991 yılından beri bu çabalar somut bir sonuç getirmemiştir.
¥
Anlaşıldığı kadarıyla Filistin-İsrail arasındaki görüşmeler yine dolaylı olarak yapılacaktır. İsrail ile Filistinliler arasında Amerikan yönetimi devrede olacaktır. Lakin özellikle Filistin-İsrail görüşmeleri hangi noktadan başlayacaktır? Şaron ve ardından Netanyahu Oslo sürecini ve referansını yıkmıştır. Dolayısıyla görüşmelerle ilgili bir çerçeve anlaşması kalmamıştır. Netanyahu ve çetesi bütün referans anlaşmaları iptal etmiştir. Mitchell ise İsrail’e garanti vererek Annapolis anlaşmalarının bağlayıcı olmadığını söylemiştir. Tam da Joe Biden’ın gelişi sırasında ‘hoş amedi’ yaparcasına İsrail yönetimi Filistinlileri çileden çıkardı ve Batı Yaka’da 1120/1600 konut yapımına onay verdi. Dolayısıyla barışın konuşulduğu yerde ve anda barışı yıkacak girişimlere hız verilmektedir. Ve eski deyimle bu ne perhiz ve bu ne lahana turşusudur. Ve bu yaklaşım artık İsrail klasiği ve olmazsa olmazı haline gelmiştir. Bu nedenlerden dolayı hiç kimse ne bir coşku ne de bir heyecan hissetmektedir. Dolayısıyla yeni barış maratonuna; yeni havanda su dövme maratonu da denebilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.