Hüseyin Gülerce

Hüseyin Gülerce

Anayasa değişikliği bekçileri telaşlandırdı

Anayasa değişikliği bekçileri telaşlandırdı

Vesayetin bekçileri, şimdi de "AK Parti, kendi yargısını kuruyor", ya da " yürütme, yargıyı ele geçiriyor" diyor.
Türkiye'nin geldiği nokta artık çok net: Askerî vesayet rejimini, diğer adıyla statükoyu devam ettirmek isteyenler, direniyor... Vesayetin payandaları; cuntalar, medya ve yüksek yargıdaki Kemalist-ulusalcı zihniyet sahipleri ve darbeci barolar, direnmenin mevzileri haline geldiler. Siz, bu payandaların topuna, kestirmeden "yeni İttihatçılar" da diyebilirsiniz.

Meseleye böyle bakınca, anayasa değişikliği için yükselen itirazlara da şaşırmamak gerekiyor.

Mesela CHP ile MHP niye aynı safta? Sebebi gayet açık: Sistem partileri, darbelerle tesis edilen, tahkim edilen, anayasal kurumlarla emniyete alınan sistemin değişmesini istemiyorlar. Tamam, burada CHP'yi anlıyoruz. O zaten sistemin esaslı bir unsuru. Ama MHP'ye ne oluyor? 12 Eylül'ün en ağır işkencelerinden geçenlerin mirası üzerindeki bugünkü MHP yönetimi, neden 12 Eylül anayasasına dokunulmasına, allem edip kallem edip karşı çıkıyor? Şu anda MHP tabanı kadar şaşkınlık yaşayan yoktur... Çünkü MHP, doğru yerde durmuyor.

Mevcut anayasa değişikliği paketi evet, beklentilere cevap vermiyor. Daha kapsamlı, daha derinlikli bir değişiklik gerekiyor. En önemlisi de, darbecilerin ısmarladığı ve darbecilere göre yapılan bu anayasanın, ruhu değişmiyor. Ama bu değişiklik teklifinin çok önemli bir özelliği var. Demokratikleşmenin önünü açıyor. Yolun üzerindeki kayanın kaldırılması gibi bir şey bu. O kaya orada durdukça, demokrasi yolunda ilerlemenin imkânı yok.

Ya da, kalp damarlarının tıkanması gibi bir şey. Demokrasinin iki ana damarı tıkalı.

Bir, halkın, hem de yüzde 47 oyla iktidara getirdiği bir partiyi, Anayasa Mahkemesi, yapısı ve zihniyeti itibarıyla her an kapatma imkân ve gücüne sahip. Mesele, AK Parti meselesi değil. Millet yarın başka bir partiyi yüzde 60 oyla iktidar yapsa, o da kapatılacak. Bu tıkalı damarla demokrasi olur mu? Bu acil bir durumdur ve açmak zorundasınız, bu tıkalı damarı. Acil stent takmak zorundasınız...

İki, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), açıktan demokratikleşmenin engeli haline geldi. Ergenekon davası, devlet içindeki çetelerin, cuntaların temizlenmesi adına, demokratikleşmenin bugün en büyük umududur. Ama ne görüyoruz, davanın hâkim ve savcılarına karşı aleni bir tavır sergileniyor. Bu gidişle, davanın seyri her an değişebilir ve yeni darbelerin zemini doğabilir. Cuntacılar şu an ellerini ovuşturuyor. Bu acil bir meseledir. Aynı HSYK'nın, dönemin Genelkurmay başkanının çağrısı ile Şemdinli davasının savcısını, meslekten nasıl anında ihraç ettiğini hatırlayalım.

HSYK-Yargıtay ve Danıştay üçlüsünün işleyişindeki, mükemmel vesayet tezgâhını da iyi görmek gerekiyor. Yargıda böylesine, al pasını ver pasını, al gülüm ver gülüm mekanizması, dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Yargıtay ve Danıştay üyelerini, 7 kişilik HSYK seçiyor. Adalet bakanı ve müsteşar dışındaki 5 üyenin 3'ü Yargıtay'dan, 2'si Danıştay'dan geliyor. Yani çoğunluk o 5 kişide. Pekiyi o 5 kişi nasıl seçiliyor? Yargıtay ve Danıştay üyeleri kendi aralarında oylama yapıyorlar. Ama oylamada üyeler, bütün adaylar için her defasında oy kullanabiliyor. Yani belli zihniyet, çoğunluğu elde tutuyorsa, her defasında istediğini HSYK'ya üye seçtiriyor. Kısacası, belli zihniyet sahipleri, HSYK'ya kendilerinden isimleri seçebiliyor, onlar da HSYK'da; Yargıtay ve Danıştay'a, boşalan üyelikler için yeni üyeler seçiyor. Emme basma tulumba bile bu kadar verimli çalışamaz...

Yeni taslakta işte bu tezgâha çomak sokuluyor. Üyeler, HSYK adaylarından sadece biri için, yani bir defa oy kullanabiliyor ve sayı da 7'den 21'e çıkıyor. Daha da önemlisi 10 üye, birinci sınıf adli yargı hâkim ve savcılarınca, yani yaklaşık 5 bin kişinin oyu ile seçilmiş oluyor. Bu mudur, yürütmenin yargıyı ele geçirmesi?

Vesayetin bekçileri neden bu kadar telaşlı, anlaşılmıyor mu?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Gülerce Arşivi