Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Geçmişle hesaplaşmak

Geçmişle hesaplaşmak

Günümüzün modası geçmişte yapılanları eleştirmek ve böylece farklı ve haklı olduğunu göstermektir. Bu yol gelecekte de izlenirse günümüzün çok kötü olduğunu ispatlayacak sayısız deliller bulunabilir. Eğer yapılanlar gerçekleştirildiği zamanın şartları içinde değerlendirilirse bugün kendimizi haklı gördüğümüz birçok olayda ne kadar yanlışlıklar içinde olduğumuz görülür. Geçmişte o günün şartları içinde en doğru olanı yaptığını düşünen, duygusal olarak bizim kadar dürüst davranan insanları kötülüğün simgesi haline getirebiliriz. Çünkü o gün yapılanlar bugün yanlış sayılmaktadır.

Çocukluk çağından başlayarak belli bir biçimde eğitilen ve ülkenin güvenliğini ideolojisinde gören, bunun uğruna canını vermeğe hazır hale getirilen, üstelik bunun yapılması kanunla emredilen insanları ülkeye zarar vermeğe çalışmakla itham etmek haksızlıktır. Bu eski amaçların bugün de devam ettirilmesi gerektiği anlamına gelmez ama değişim eskinin kötülüğünün sergilenmesi değil geleceğin düşüncelerinin daha doğru ve güzel olduğunu anlatmakla sağlanır.

Yeninin inşasının eskinin yıkılmadan sağlanamayacağı söylenebilir. Bu düşünce yanlıştır. Eski bir yanda bir anı olarak dururken yanında yeni bir yapı oluşturulabilir ve eski herhangi bir işlevi olmadan müze gibi kalabilir.

Bir ülkenin zaman içinde değişen şartlara göre hedefleri farklı olabilir. Türkiye’nin geçmişteki hedefi varlığını korumak olarak belirlenmişti ve yapılanlar bu hedefi gerçekleştirmeye yönelikti. Bu hedefi gerçekleştirmenin şartlarından biri de sınırlarımızın dışında herhangi bir iddia ve talebimizin olmadığının güvencesini vermekti. Yaşam tarzımızın geçmişten tamamen farklı olması sadece modern bir ülke olmak için değil eskiden bizim olan alanlardan farklılaşmaktı. Böylece son kalemiz olan ülkemizi başkalarının saldırısından korumak istedik. Geçmişte dine sırtımızı döndüğümüzü söyleyenler bunun çevreden farklılaşmak için yapıldığını, buna mecbur olduğumuzu, dine müdahale edilmediğini, bireylerin her türlü örgütsüz davranışının serbest kaldığını kabul etmesi gerekir. Ancak din bir ideoloji olsaydı bu, geçmişte olduğu gibi, İslam aleminde etkimiz olması anlamına gelirdi ki bunu gerçekleştirecek gücümüz yoktu.

Şimdi dünya yeniden kuruluyor ve ülkemizin dünyada etkisi olabilecek bölgesel bir güç haline gelmesinin önü açılıyor. İslam’ın siyasi rolü bu şartların ürünüdür ve eskiden yapılmamış olması da o günkü şartların bir gereğidir.

İnsanlar büyüklük ve güçlerinin kendi yeteneklerinden kaynaklandığına inanır. Oysa konumumuzu belirleyen şans ya da şartlara uyan bir konumda olmaktır. Bugün geçmişte önemsediğimiz kimselerin sahnede olmamalarının sebebi kişisel yeteneklerinin yetersizliği değil kendilerine atfedilen kimliğin yeni şartlara uymamasıdır. Ben göremeyeceğim ama gelecekte bugünün önde gelenlerini değerlendirirken insaflı olalım ve onların şartların bir ürünü olduğunu düşünelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi