Mavi Marmara yolcularının bir kısmı cennet yolcuları haline geldiler. Mavi Marmara yolcularıyla alakalı olarak çeşitli isimlendirmeler yapılıyor. Bunlardan birisi ashabı sefinedir. Hazreti Nuh'un gemisine binenlere 'gemi arkadaşları' anlamında ashabı sefine denmiştir. Gerçekten de Mavi Marmara yolcuları bir anlamda modern bir Ashabı sefinedir. Bunda şüphe yoktur. Nedenine gelince, Ashabı sefine gibi Mavi Marmara yolcuları da milletler arasından seçilmişlerdir. 30 ile 50 millet arasından güzide yolcular ihkak-ı adalet için aynı gemide buluşmuşlardı. Mavi Marmara modern bir ashabı sefine numunesidir. Ashabı kehf de mağara arkadaşları olup; mağaraya sığınan inananları temsil etmektedir. Onlarda haklı bir davanın kenetlediği bir topluluktur. Medrese-i Yusufiye dostları için de Ashabı sicn/Hapishane dostları denmiştir. Nasıl ki günümüzde Yusuf aleyhisselamın geleneğini temsil eden medrese-i Yusufiye mensupları varsa geçmişte de bu ekolün güzide temsilcilerinden bir tanesi Guwalyar hapishanesindeki çilesiyle imam-ı Rabbani hazretleri olmuştur. Dolayısıyla Mavi Marmara yolcuları aşamadan aşamaya geçmişlerdir. Ashabı sefine, ashabı sicn, ashabı cennet ve ashabı fetih gibi mertebeleri vardır.

Mavi Marmara'nın güzide insanlarından bir kısmı diğer menzillere varamadan şehadet mertebesi üzerinden cennet menzilesine ulaştılar. Bunlardan bir kısmıyla hasbel kader Mavi Marmara'da ve ondan önce de Antalya'da tanıştık. Bunlardan birisi de İbrahim Bilgen idi. Keza, Mavi Marmara'da iletişim operatörü olan Cevdet Kılıçlarla da hasbel kader gemide tanıştık. Belki diğerleriyle de göz teması ve yüz aşinalığı gerçekleşti. Fakat herşeye rağmen onların cennete giden kafilenin öncüleri olduğunu tahayyül edemezdik. Cennete uğurladıklarımızın dışında Gazze gazisi ünvanına layık birçok yaralı da Antalya'da tanıştığımız dostlar arasındaydı. Bingöllü Muhittin kardeş, Erzurumlu Canip Tunç ve Van'dan da bir veya birkaç kardeşimiz gazi ünvanına eriştiler.
Mavi Marmara'nın tarihe hediye ettiği ve yüzeye çıkardığı insanlar bunlardan ibaret değil. Ayette ifade edildiği gibi 'bir kısmı nöbeti savmıştır, bir kısmı da şehadet nöbetini beklemektedir' denildiği gibi bu özgürlük kafilesinin içinden fetih nesli de çıkacaktır. Hazırlık (i'dat), pekiştirme (temkin) devrelerinden sonra son devre olan fetih devresinin başındayız. İnşaallah, geride kalan gaziler ve beraberindekiler bu mev'ud neslin adayları arasında bulunmaktadır. Fetih Mavi Marmara'nın tarihe son hediyesi olacaktır. İsrail'in son nöbetçilerinin de ashabı fil ve Ebrehe ile aynı akıbeti paylaşacaklarından şüphe edilemez.