Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Terörün yeni stratejisi

Terörün yeni stratejisi

Demokratik açılıma rağmen terör tırmanıyor. Açılımı yeterli görmeyenler ne istiyor? Artan terör olaylarıyla ne elde edilmek isteniyor? Tırmanan terör onları amaçlarına ulaştırır mı?
Bu soruları cevaplandırmadan önce geçmişteki PKK hala yaşıyor mu? Bu örgütün belli bir kadrosu ve destek kitlesi var mı? Amaçları bölünme ise bölge halkı onların bu hedefini destekliyor mu sorusuna cevap vermek gerekir.

Bana göre PKK artık bir markaya dönüştü ve çok farklı amaçlarla eylem yapanlar aynı adı kullanıyor. Eğer belli bir kadrosu ve hiyerarşik yapısı olsaydı bugüne kadar bu yapıya sızılabilirdi. Çeyrek asır geçmesine rağmen örgüt hala gizliliğini koruyor ve eylemler yapabiliyorsa bu gerçek bir istihbarat başarısızlığıdır.

Bu gibi örgütlerin kendileri için de talihsizlik sayılacak bir kaderi vardır. Bazı güç odakları, onları tasfiye etmek yerine, ele geçirirler ya da markaya dönüştürüp adlarını kendi eylemlerinin örtüsü olarak kullanırlar. Bugün gerçekleştirilen eylemler, Kürtler için faydalı olmak bir yana, onlara son derece kötü bir gelecek hazırlamaktadır. Irak’ta fiilen tecrit edilen Kürt bölgesinin umduğu refaha kavuşabilmesi için güvenliğe ihtiyacı vardır ve tek başlarına bunu sağlayamazlar. Bu nedenle Kuzey Irak yönetimi Türkiye ile ilişkilerini geliştirmek ve güvenli bir ekonomik alan yaratmak isterken birileri halkımızı Kürtlere düşman etmek için eylemler yapıyor. Burada bir soru akla geliyor: Özal döneminde, sandviç operasyonu olarak adlandırılan, Güneyden Irak’ın Kuzeyden Türkiye’nin bastırmasıyla Kürtleri etkisiz ve kimliksiz hale getirme projesi yeniden hayata mı geçirilmek isteniyor? Ya da bu eylemler ülkemize karşı bir şantaj olarak mı kullanılıyor? Hangi seçenek söz konusu olursa olsun kaybeden Kürtler olur.

Terörün yeni stratejisinin iki özelliği var: Birincisi Güneydoğu ile sınırlı olmaması ve ülke geneline yayılması, ikincisi sivil halka değil güvenlik güçlerine yöneltilmesi. Böylece ülke genelinde Kürtlere karşı bir husumet yaratmak istenirken diğer yandan eylemleri terör tanımının dışına çıkarmak ve özgürlük savaşına dönüştürmek isteniyor. Yaratılan ortam Türkiye’nin Kuzey Irak ile ilişkilerinin geliştirmesine halkın karşı çıkmasını da sağlayacaktır.

Bu nedenle eylemlerin bölge halkının yararına değil zararına olduğu söylenebilir. Kürt siyasetçilerin kendi egemenliklerini sürdürmek için kullandıkları dil bu sonuca hizmet etmektedir.

Herhangi bir eylemle karşılaşınca bunu hemen PKK’ya mal etmek gerçek faillerin üstünün örtülmesine sebep olabilir. Olaylarda kullanılan kişilerin kimliğinin hiçbir önemi yoktur. Bu kişileri kimlikleriyle değil eylemlerinin sonuçlarının hangi güce hizmet ettiğini tespit ederek tanımlamak gerekir. Yani onları A veya B devletinin gizli servislerinin bilinçli ya da bilinçsiz hizmetkarı saymalıyız. Bunun için ülkemizin bölgedeki yeni rolüne karşı çıkanları ve bir iç çatışma ile önümüze engel koymak isteyenlerin kimler olduğunu bilmek gerekir. Bunlar halklar ya da örgütler değil dünyadaki etkili güç odaklarıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi