Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu

Pazar notları: Hayatını oynamak!

Pazar notları: Hayatını oynamak!

Babam benim... Çocukluktan çıkıp yetişkinliğe adım atmak için seninle çatışmam kaçınılmazdı. Senden uzaklaşarak büyüdüm. Seni anlayarak ve sana yakınlaşarak olgunlaştım. Ve şimdi apaçık görüyorum ki, sonunda hayatımı senin bir benzerin olarak tamamlayacağım.



***

Anne çocuk ilişkisine benzemez babayla çocuk ilişkisi... Anne çocuk ilişkisi ikisini kapatan bir dairedir.
Oysa baba bu dairenin dışında kalır. O yüzden çocukla babanın birbirlerine doğru yürümeleri gerekir. Çocuk tökezler, baba ağırdan alır. Çocuk da baba da yürümenin acemisidirler. Vakit alır!.. Bazen kız çocukları aşarlar bu engeli! Bir koşuda kendilerini babalarının kucağına atarlar!


***

Anneyle kurulmuş iyi bir ilişkinin insanın "iç dünyası"nı zenginleştirdiğine inanırım.Babayla kurulmuş iyi bir ilişki ise "dünyayla kurulmuş sağlam ilişkiler" demektir.


***

Huzursuzluktan uzak, kaygılarını dışarı vurmayan bir baba... Bir çocuk daha ne ister!


***

"Babasının kızları" ve babasız kızlar... Daha önce de söylemiştim; iki ayrı coğrafya, iki ayrı ülke gibidirler. Birinciler altan alta, neredeyse bilinçdışı dinamiklerle sevdikleri erkeğin babanın yerini almasını ister; ikinciler sevdikleri erkeğin aynı zamanda "baba" olmasını ister. İkisi de imkansızın peşindedir!..


***

Boğaz kıyısında bir çay bahçesi... Ağır ağır bir gezi teknesi geçiyor önümüzden. Güvertede birbirine sarılmış manzarayı seyreden çiftler var... Çay bahçesinde yanıbaşımdaki masada genç bir kızla oğlan oturuyor. Kız uzun uzun bakıyor tekneye. Sonra oğlana dönüp "Var ya, biz senle bu tekneye binsek hayatta Boğaz'ı bitiremez, yarısına gelmeden kavga ederiz" diyor.Oğlan gülüyor. Gözlerine bakıyorum. Oğlanı bilmem ama kız onu seviyor.


***

Güç istediğini yapabilmekle, arzuladığını ele geçirmekle tanımlanıyor günümüzde!Unuttuk... Oysa asıl güçlülük istemediklerini yapmamakta ve en baştan çıkartıcı arzulara bile sırtını dönebilmekte değil midir?


***

Şık bir otel... Patron kendisinin dillere destan zenginliğinin otelin dekorasyonuna ve hizmetlerine de yansımasını istemiş! Fakat personel bazen günde 16, hatta 18 saat çalışmak zorunda bırakılıyor. (Bir genç kız üç saatlik uykudan sonra tekrar çalışmaya dönmeyi reddettiği için apar topar işten çıkartılıyor!) Ayakta duramayacak kadar yorgun fakat gülümsemeye zorlanan görevliler arasında tatil yapmak!.. Bu durumun ortama yansımaması; otel misafirlerinin alkolde boğulmuyorlarsa eğer personelin sıkıntısını hissetmemesi mümkün mü? Turizm sektöründe hoşluk dediğimiz çoğu şey Hollywood dekoru gibi! Arka taraf pislik, çöplük!


***

Hayatını yaşayanlar ne kadar az! Birçokları hayatını "oynuyor", çoğunluk ise hayatına katlanıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haşmet Babaoğlu Arşivi