Anayasalar ve mahkemeler
Türkiye’de Anayasaları askerler yapar, yüksek yargıçlar korur!
Millî irade bunun neresinde?
Günümüzün sorusu şu: Askerlerin yaptığı Anayasalardan güç alan yüksek yargı üyelerinden hukuku nasıl koruyabiliriz?
Anayasalar hukukun üstünde midir?
Şu denilmek isteniyor: Millet iradesiyle sıradan hukuk metinleri yapılabilir. En fazla kanun... Onları da biz kontrol eder, icabına bakarız. Ama Anayasalar olağanüstü güçler tarafından vaz edilir.
Hukukun içinde olan Anayasaları hukukun üstünde gösteren, darbeciler tarafından yapılmasından başka ne olabilir?
Darbeciler hukukçulara, icabında hukuku hiçe saymaları gerektiğini de talim ettiler.
Onlar da bunun farkında olarak kürsülerde kararlar verdiler.
Bunun en bilinen tezahürü, Yassıada mahkemeleri sırasında görüldü.
Adı lâzım değil, Yassıada mahkemesi başkanı hukuk talebinde bulunanlara, “Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor” dememiş miydi?
Anayasa Mahkemelerinin bu “içtihad”ı hiçbir zaman akıldan çıkarmadıklarını gösteren hayli örneğe sahibiz.
Şimdi de bazıları, Anayasa Mahkemesi üyelerinden “Bizi burada görevlendiren kurucu irade böyle istiyor” demelerini bekliyorlar.
Demek ki, Anayasa’da yazılanlar önemli değil.
Mahkemenin Anayasa değişikliklerini sadece şekilden inceleyebileceği açık hükmünün bir değeri yok.
Yüksek yargıçların zihninde lâyüsel (dokunulmaz) bir üst Anayasa var.
Bunu sadece onlar biliyorlar, gerektiğinde ona göre hükmediyorlar. Millî iradenin o dokunulmaz Anayasa’ya dokunmasına müsaade etmiyorlar.
Anayasa değişiklikleri, Anayasa Mahkemesi tarafından referanduma gitmeden, halk iradesine sunulmadan bir şekilde engellenirse, Türkiye’de hukuk onulmaz yaralar alacak.
Halk, iradenin 11 kişinin tekelinde olduğunu apaçık görecek.
Bu üstün kudretin, kendi iradesinin üstünde olduğu bir daha ilan edilecek.
Fakat bu kabul edilebilir bir şey midir? Millet adına hükmeden yargıçlar, nasıl olur da millet iradesinin önüne geçer? Hem de ne adına?
Türkiye’de her şeyin tepetaklak olmaması için yüksek yargıçların, darbecilerin Anayasasını korumak yerine, aklı selimle hareket ederek hukukun üstünlüğünü esas almaları kâfidir.
“Bu Anayasa’yı yapan kudret böyle istiyor!” dememeleri yeter!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.