Vuvuzela’dan başkası yalan!
Beş Dünya Kupası sahibi Brezilya, Kuzey Kore karşısında ecel terleri döktü. Özellikle ilk yarıda sergilediği futbol, mazisine yakışmadı. İkinci yarıda, sahanın en iyisi olarak gördüğüm Maicon’un sıradışı golüne elbette şapka çıkarırım. Uykuya yatmış Brezilya bu golden sonra biraz hareketlendi. Ama fazla pozisyon bulamadı. Fabiano, yakaladığı net fırsatı nasıl gole çeviremedi; hem anlamadım, hem yakıştıramadım. Daha sonra, Robinho’nun “Al at” nefis pasını, Galatasaray’da beğenilmeyen Elano gol yaptı. Hem pas güzeldi, hem de gol.
Kuzey Kore enteresan takım. Brezilyalı yetenekli şöhretleri dar alana sıkıştırıp pozisyon üretmelerini zorlaştırdılar. Tam Brezilya 2 gol öndeyken ve keyif yapacak durumdayken, maçın bitme noktalarına geldiğimizde, ismini telaffuzda zorlandığım Ji Yun-nam’ın attığı gol gerçekten güzeldi.
***
Slovakya-Yeni Zelanda maçına geçelim... Bizim takım kupada yok. Süper Ligimiz’deki yabancıların varlığıyla avunuyor; bizdenmiş gibi hevesleniyoruz. Sanal bir şekilde!..
Slovakya takım olarak Avrupa’nın çok önemli takımlarındaki oyunculardan kurulu... Beklediğimiz, bildiğimiz Slovakya değildi. Bir gol bulmuşlardı; uzatma dakikalarına yaklaşan dakikalarda yeni Fenerbahçeli Stoch ve Holosko da oyuna katıldı. Sadece zamandan çalmak için!..
Dönelim Portekiz-Fildişi Sahilleri’ne... İlk maçlar takımları korkak yapmış. Golden ziyade yememeye oynuyorlar... Şöhretler de sakatlıktan kaçarak ortalıkta gözükmedi.
Üç maçı, umduğumu değil, bulduğumu görerek yazdığımı belirteyim!
Kısacası, bu maçlara kadar Almanya’nın dışında oynanan futbol koskoca bir fiyasko.
***
Dünya Kupası, vuvuzelanın iğrenç gürültüsünün gölgesinde kaldı. FIFA’nın bezirgan Başkanı Sepp Blatter bu görüntülere izin verdiği için ona “YUH” olsun...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.