Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Uzağı görmek

Uzağı görmek

Terördeki tırmanış ve Kürt siyasetçilerin buna zımni desteği nasıl bir sonuç yaratır? Bir eylem elde edilecek sonuçlara göre anlam kazanır. Dünyadaki genel eğilimi, bölgede oluşacak güç dengelerini hesap etmeden bu sonuçlar tahmin edilemez.
Yaşanan terör eylemleri bu işte rol alanların kaybetmesiyle sonuçlanır. Türkiye’nin, eylemcilerin ifadesiyle, güç kullanarak bir çözüme razı edilmesi ihtimali yoktur. Irak’ta devleti yıkarak kendileri için bir bölge oluşturduklarını sanmaları şöyle bir düşünceye kapılmalarına yol açtı. Eğer içinde yaşadıkları devleti yıkmak için dış güçlere hizmet ederlerse bunun karşılığının hedeflerinin gerçekleşmesi olacağını düşündüler. Kazançlarını ihanetin bedeli olarak görmek aynı şeyi tekrarlamalarına yol açtı.

Türkiye’nin farklı kültürlere kapalı görünmesi bir tercih değil şartların bir gereğiydi. Osmanlının tasfiyesi bir ulus devlet kumayı zorunlu kılıyordu. Bu nedenle sınırlar içinde kalan herkes tek bir kültürün parçası sayıldı. Aksi düşünülseydi bu topraklarda bir düzine devletin kurulması gerekecekti. Ayrıca bu devletin vatandaşları soylarıyla değil Müslüman oluşlarıyla tanımlandılar ve azınlık bu kritere göre belirlendi. Kaldı ki bu topraklar üzerinde oluşan kültür yaşayanların ortak değerleriydi ve kimsenin diğerini zorlamasının ürünü olmadı. Kürtlerin bu ortak kültürden farklı kalması yaşadıkları feodal yapının bir sonucuydu. Eğer, mesela ABD’deki gibi, toplumla bütünleşselerdi hem ortak kültüre katkıları olur hem de ondan etkilenerek bütünün parçası konumunda olurlardı.

Bugün tartışılmayan, ancak gerçek çatışma nedeni olan, Kürtlerin kimlik ve kültürlerinin tanınması ve korunması değildir. İktidar bu konuda yapılması gereken her şeyi yapmaktadır ve bu yüzden bölücülükle itham edilmeyi bile göze almaktadır. Ancak talep bununla sınırlı görünmemektedir. Hedef ülkenin siyasi yapısını değiştirmek ve federal ya da özerk bir bölge kurulmasını sağlamaktır. Bu bölge halkının maddi ya da manevi yaşam düzeyini yükseltmek değil kendi egemenliklerini sürdürmek amacını taşıyor. Oysa önlerinde büyük bir güç odağı olmaya doğru giden Türkiye’yi yönetmek ya da yönetenler arasında yer almak varken dar ufukları nedeniyle geleceği belirsiz bir oluşumla yetiniyorlar.

Çevresinde herkesle çatışan, Irak’ta işgalcilerin destekçisi sayıldığı ve milyonu bulan Iraklı ölünün yanında rahat bir yaşam sürdürdükleri için kin duyulan, İran’la çatışan, Suriye’de tehdit olarak algılanan insanlar, şimdi de Türkiye’de halkı tahrik etmekten başka bir sonuç yaratmayacak eylemlerin taşeronluğunu yapıyorlar.

Bu arada barış sürecince Türkiye’ye gelen insanların tutuklanması ve yargılanmasının doğru olmadığını söylemek gerekiyor. Dönüşü bir zafer havasına sokmak isteyenler olabilir ama buna verilecek cevap kişilere baskı yapmak değildir. Bu devletin güvenilirliğini zedeler ve sözlerine güven duyulamaz hale getirir. Yaptığımız açılımlar bir ödün değil devlet olarak görevimizdir ve istenmese bile yapardık, verdiğimiz sözden hiçbir şart altında dönmeyiz demeliyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi