Irak'ta 550 bilim adamı öldürüldü!
Ne çabuk unutuyoruz! Ne çabuk hafızalarımızdan silinip gidiyor! En acı insan hikayelerini bile birkaç gün içinde kanıksıyoruz. Hemen yanı başımızda bir milyonun üzerinde insanın ölümünü bile kaçımız hatırlıyor şimdi ve bu bizde ne tür hisler uyandırıyor?
En son işkencelerin dünyayı sardığı dönemde yaptıklarını açıkça itiraf etmekten çekinmeyen CIA mensubu John Kiriakou, "Onlara öyle işkence yaptık ki Allah'ı gördüler" şeklinde tüyler ürperten cümleleri rahatlıkla söylerken, hiçbir ciddi karşılık bulmazken, hala insan gibi yaşamaya devam edebilirken neyi sorgulayacaksınız ki! Bu ağır insanlık suçunu meşru göstermeye yönelik sözler kıyameti koparmalıydı. Koparmadı… Oysa aynı şeyler devam ediyor. Edecek de… Aynı insanlar, aynı güçler tarafından.
O zamanlar, bunları; o işkenceleri yazdığım için bazı çevrelerin şahsıma karşı başlattıkları ambargoları hala devam ediyor. Etsin, ben hatırlatmaya devam edeceğim.. Bugünkü gibi.. Irakta yayınlanan bir gazete, 10 Eylül tarihli nüshasında o CIA mensubunun itiraflarından çok daha dehşet verici bir gerçeği yeniden suratımıza çarptı. Yüzlerce aydının, akademisyenin, din adamının, bilim adamının nasıl öldürüldüğünü, kaçırıldığını, yok edildiğini…
Gazeteye göre beş yüz elli civarında bilim adamı öldürüldü. Yine gazeteye göre, bu ölümlerden İsrail istihbarat servis Mossad ve ABD Savunma Bakanlığı Pentagon sorumlu. Ölümler, tıpkı işkenceler gibi, sistematik bir şekilde gerçekleşti. Bazıları nükleer fizikçi olan bu insanlar, ABD ve İsrail'le işbirliği yapmadığı için ya da aynı ülkeler için tehdit görüldüğünden öldürüldü.
350 bilim adamı ve 200 profesörün bir ülkede öldürülmesi nasıl bir travmaya neden olur? Dünyada böyle bir olay daha önce yaşanmış mıdır? Düşünebilmek bile mümkün değil. Bir aydın soykırımı yaşandı, hala devam ediyor. Dünya böyle bir vahşete nasıl oldu da seyirci kalabildi, kalıyor? Anlamak mümkün değil.
Madem hatırlatıyoruz, bu olaya ilişkin bilgileri de tazeleyelim. 15 Mart 2006… O zaman sayı bu kadar değildi. Korkunç olaya ilişkin bu köşede aktardığım bilgilere bakalım:
"Prof. Dr. İmad Sarsam. Arap Tıp Birliği üyesi. Öldürüldü! Prof. Dr. Muhammed A.F. er-Rawi. Irak Fizikçiler Birliği üyesi. Öldürüldü! Prof. Dr. Mecid Hüseyin Ali. Bağdat Üniversitesi öğretim üyesi. Öldürüldü! Prof. Dr. Vecih Mahcub. Fizik eğitimi üzerine 8 kitabı var. Öldürüldü! Prof. Dr. Sabri Mustafa el-Beyati. Bağdat Üniversitesi. Öldürüldü! Prof. Dr. Mustafa el Mashadani. Bağdat Üniversitesi, dinler tarihi. Öldürüldü! Prof. Dr. Halid M. Al Canabi. Babil Üniversitesi İslam tarihi öğretim üyesi. Öldürüldü! Prof. Dr. Abdulcabbar Mustafa. Musul Üniversitesi, siyaset bilimci. Öldürüldü! Prof. Dr. Esad Salim Shrieda. Basra Üniversitesi Mühendislik bölümü dekanı. Öldürüldü! Prof. Dr. Abdullatif el-Mayah. Mustansiriye Üniversitesi Ekonomi bölümü öğretim üyesi. Öldürüldü! Prof. Dr. Leyla Abdullah es Saad. Musul Üniversitesi Hukuk fakültesi dekanı. Öldürüldü!
Prof. Dr. Mohammed Munim al- İzmirli, Prof. Dr. Hazim Abdülhadi, Prof. Dr. Abdul Sameia el Cenabi, Prof. Dr. Alim Abdülhamid, Prof. Dr. Muhammed Tuki Hüseyin el-Talakani, Prof. Dr. Ali Abdul Hüseyin Kamil, Prof. Dr Muhammed Er Ravi, Prof. Sabri Mustafa El Beyati ve daha niceleri…
Bazıları fizikçi, bazıları tarihçi, bazıları hukukçu, bazıları edebiyatçı, bazıları tıpçı, bazıları sanat tarihçisi, bazıları ilahiyatçı… Onlarca insan, eğitimci, bilim adamı.. Hepsi öldürüldü, öldürülüyor! Bazıları kafasına sıkılan tek kurşunla, bazıları işkence ile. Bazıları evlerinde, bazıları fakültelerinde, bazıları sokakta, bazıları Ebu Gureyb gibi işkence merkezlerinde, bazıları ise bilinmeyen yerlerde...
Sizin isimlerini okumaktan bile sıkıldığınız bu insanlar, Iraklı akademisyenler, aydınlar, bilim adamları birer birer öldürülüyor. Sadece isimlerini yazsam bu köşeye sığmaz. Sadece yukarıdaki isimleri aldığım listede 47 isim var.
En az 250 bilimadamı bu şekilde öldürüldü. Yüzlerce bilim adamı, aydın kaçırıldı, kayboldu, akıbetleri bilinmiyor. Binlercesi ölüm korkusuyla Irak'tan kaçtı, kaçmaya çalışıyor. BM rakamlarına göre Irak yüksek eğitim kurumlarının yüzde 84'ü yakıldı, soyuldu, yıkıldı.
Bir ülkenin eğitici kuşağı yok ediliyor. Sadece işgaller, yağma ve harabeye dönüşen şehirler değil, işgal Irak'ın hafızasını, beynini de yok ediyor. Bilgiye açılan bir savaş bu. Şii-Sünni fark etmiyor, öldürülenler Irak'ın önde gelen, seçkin insanları.
İçişleri Bakanlığı'nda ve Savunma Bakanlığı'nda örgütlenen, Bazı Iraklı gruplar ile ABD, İngiliz ve İsrail istihbaratının kurup yönettiği "Ölüm mangaları", şu ana kadar tam 7 bin kişiyi öldürdü. Hepsi bu kadar değil. Bu, sadece Bağdat morgunun kayıtlarına geçen rakam…
Türkiye'de ya da her hangi bir ülkede birkaç aydının, bilim adamının, akademisyenin bu şekilde öldürülmesinin yol açtığı travmayı düşünün ve Irak'ta nasıl bir kaos yaşandığını tahmin edin…."
Neredeyse iki yıl oldu. İki yılda başka hangi aydınlar, bilim adamları, toplum önderleri öldürüldü? Kim tarafından, ne amaçla ve nasıl? Öldürenlerin, ölümlere karar verenlerin bir çoğunu belki de televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında bambaşka kimliklere sığınmış isimler olarak görüyoruz.
Söz konusu haberi okuyunca hayatını kaybedenlerin anısına bir kez daha hatırlatmak istedim. Yüzlerce kez hatırlatılsa yeterli olmayacak bir trajedi bu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.