Dün ne deniliyordu, bugün ne deniliyor?
Dün vesayetten yakınma var mıydı? Elbette vardı! Teşkilatta böyle bir algılama olduğu iddia ediliyordu! Ve söylem ve kadro olarak vesayetten arınılacağı açıklanıyordu!
İnanmayanlar Milliyet yazarı Taha Akyol arşivine bakabilirler!
Orada konuyla ilgili olarak istemedikleri kadar materyal bulacaklardır!
Peki, bugün konuyla ilgili olarak ne deniliyor? Pabuç'un pahalı olduğu görülmüş olacak ki, kimse vesayet yakınmasında bulunmuyor!
Aksine arkadaşlık, abilik vurguları yapılıyor! Bir kişiyi bile kaybetme lüksünün olmadığı ifade ediliyor! Kimsenin uzaklaştırılmayacağı iddia ediliyor!
Dün ile bugünü kıyasladığımız zaman düne ait açıklamalar bize daha inandırıcı geliyor! Daha samimi geliyor! Zira biz yaklaşık iki yıldır bu tür iddiaları duya duya bugünlere geldik!
Bugünün açıklamalarını ise inandırıcı bulmuyoruz! Gayri samimi açıklamalar olarak görüyoruz!
Dün üsluptan yakınmalar var mıydı? Elbette vardı! Mesela "Üslup yenilendi, tutarlılık öne alındı" deniliyordu!
Yani kendilerinden önceki üslup dolaylı yoldan "tutarsız olmakla" suçlanıyordu! "Anlamsız boş sözler yerine içerikli görüşler açıklandı" deniliyordu!
Ve biz hayretler içinde söylenenleri izliyorduk!
Bu şikayetlerde bulunan insanların yıllardır "Anlamsız boş sözlerin (!)" peşinden gidip gitmediklerini düşünüyorduk! "Bu sözler anlamsız idiyse, arkadaşların aramızda ne işleri vardı?" diye kendi kendimize soruyorduk! "İçerikli görüşler açıklandı" iddiasına karşı da elimizde pervasızca bir arama tarama faaliyetine girişiyorduk!
"O günden bu yana içerikli tek sözcük bulamadık" dersek, mübalağa ettiğimizi düşünmeyin!
Fildişi kulelerde oturulmadığı, meydanlara inildiği iddia ediliyordu!
Kaç kez meydanlara inilmiş diye bakıyoruz!
İki bilemediniz üç mitingle karşılaşıyoruz!
Meydanlara nasıl ve kimin teşviki ile inildiğini yakinen bilmesek bu sözlere inanacağız! Sanıyoruz meydanlar ile ekranlar karıştırılmış olacak! Üç-beş televizyon programına katılmakla meydanlara inildi sanılıyorsa ona diyecek bir lafımız olamaz!
Evet, dün üslup yakınması içinde olanların bugün yakındıkları üslupla mesajlar vermeye çalıştıklarını görüyoruz.
Ve yine bir gayri samimilik ile burun buruna geliyoruz.
Pabuç pahalı geldiği için böyle konuşulmaya başlandığını düşünmekten kendimizi alamıyoruz! Haksız mıyız?
Biz neler yaşandığını enine boyuna anlattıkça bundan rahatsızlık duyan çevreler hemen "kardeşlik hukukundan" söz etmeye başlıyorlar! Şimdi birlik ve beraberliği sağlama zamanı diye akıl vermeye çalışıyorlar!
Siz birlik ve beraberliğin temeline dinamit koyacaksınız biz enkaz kaldırmaya çalışınca da "aman ha!" diye feryat edeceksiniz! Kimi kandırıyorsunuz? Bu şartlarda kendinizi kandırmanız bile çok zor!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.