Kraliçeler ölmez!
“Soğan var, peynir var, ekmek var. Hasso niye ölsün ki!”
Fıkrayı bilenler bilmeyenlere anlatır nasıl olsa!
Kraliçeler ölümsüz değil midir? Öleceklerse neden kraliçe seçiliyorlar?
Hani şu soydan gelen, hanedan mensubu veya hanedana evlenme yoluyla dahil olmuş “kraliçe”ler değil kastımız. Büyük şamatalarla seçilerek pazara arz edilen ve vahşi kapitalizmin cihazlarıyla cümle aleme ilan edilen kraliçelerden söz ediyoruz.
Sıradan biriyken, hiçken, kraliçe olmak ne demek?
Hem de bir kıralla evlenmediği halde…
Büyük bir şana, şöhrete, üne kavuşmak. El üstünde tutulmak. Her yerde parmakla gösterilmek. Gazetecilerin, televizyoncuların peşinden koştuğu birisi olmak… Sıradanlığın dünyasından çıkıp olağanüstülükler dünyasına ansızın terfi etmek. Ev, araba ve parayla ilgili her şeye birden sahip olmak…
Bir kız 13 yaşında böyle bir durumla karşılaşırsa ne olur?
Şimdi kolayca söyleyiveriyorum: 33 yaşında ansızın balkondan atlar!
Cümlenin sonunda kullandığımız fiili farklı söyleyenler çıkar. Kimi der ki, “düşer”!
Bir başkası da “intihar etti” der!
O veya bu yahut da şu! Sonuç aynı!
13 yaşında masum bir kız (çocuğu). Eski tabirle “ilk mektep son sınıf talebesi”… Genç kızlığa geçmenin daha başlangıcında…
Gerçekten çocuk. Düpedüz sabi-sübyan… Vahşi kapitalizmin sübyancılığı su götürmez! Yoksa 13 yaşındaki bir çocuğa böyle bir muamele, yani onu şöhrete, yani cehenneme atmak hangi ahlâkla açıklanabilir?
Birden kendini bilmem kaç bin voltluk ışıkların, kameraların, mikrofonların karşısında buluyor. Büyük gürültü, patırtı, şamata… Paranın, şöhretin, ışıltının hâkim olduğu sihirli bir dünya…
Bir çocuğun başına birileri sihirli değnekle dokunuyor… 13 yaşındaki sübyan dünya mankenler kraliçesi oluyor! İngilizcesini yazalım, belki daha fiyakalı olur: 2003 Miss Model of the World…
Bir nevi ölümsüzlük belgesi, şan, şöhret, para ve her şey… Bütün bunları olan birisi ölür mü?
Bütün bunları olan güzel bir hanım ölüme atlar mı?
Hayır! Olmaz! Akla bile gelmez!
13 yaşındaki kız çocuğu 20 yıl önce ışıltılı bir dünyaya buyur edildi. Her şeye sahip kılındı. Vahşi kapitalizmin bütün süreçlerinde kendisinden istifade edildi. Güya karşılığını da aldı ve sonsuz kirlendi…
Muhtemelen maddi sıkıntısı yoktu. Her türlü tatmine ulaşmıştı. Öyleyse neden öldü?
13’ünde kraliçe seçilen bir kız çocuğunun en geç 33’ünde ölüme atlayacağı tahmin edilebilir mi?
Mankenler kraliçeliği hayat tarzı olursa, evet!
Kız çocuğunun her şeyi oldu. Erkek arkadaşları, sevgilileri… şunları bunları da oldu. Fakat tabiata, fıtrata uygun bir hayatı, bir aile hayatı olmadı. Üretkenlik çağında çoluk çocuğa kavuşamadı. Normal bir insan hayatı yaşayamadı. Bunu önemsiz mi buluyorsunuz?
Normal-dışılık kolay mı zannediyorsunuz?
Balkondan atladı, düştü veya intihar etti.. Sonuç değişmez!
Ancak mankenlik yaparken, iş icabı giydiği gelinlik tabutuna örtüldü… Cesedi gelin oldu! Belki de gelin olmak için başka alternatifi yoktu! Peki damat kim?
Cenaze namazına 3 ay önce ayrıldığı eski erkek arkadaşı “feşmekan”ın da katılması dikkat çekmiş. Ona el uzatsa idi, cenazesine katılması gerekmeyeceği için mi?
“Bu arada sevgilisi olduğu ileri sürülen iş adamı ……… savcılıkta ifade verdi. Bayer’in ifadesi şöyle: “Tartıştık. ‘Sen artık bana ilgi göstermiyorsun, gidiyorum’ dedi. Ben de ‘gidersen git’ dedim, Sinirlendi, yukarıya çıktı ve kendisini aşağıya attı.” (gazetelerden)
13’ünde mankenler kraliçesi “seçilen” çocuk, 33’üne kadar kimbilir kaç defa öldü! Bu son; bir daha ölmeyecek!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.