Bodrum'daki, Çeşme'deki "zengin"ler kim?
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu 2010 verilerine göre ülkemizde tasarruf mevduatı 1 milyon liranın üzerinde olanların sayısı sadece 29 bin kişi!
Bu kadar insan bankalarımızdaki toplam mevduatın yüzde 43.4'ünü ellerinde tutuyorlar.
İktisatçılar bu kişilere "gizli zenginler" diyor.
Haydi onların üzerine "açık zenginler"i de ekleyelim.
Merrill Lynch gibi finans kurumlarının dediği gibi hepsinin toplamı 50 bin kişi olsun!
Şimdi bu insanlar toplanıp Bodrum'a, Çeşme'ye gelip tatil yapsalar iki tatil merkezinin de dişinin kovuğuna yetmez!
Sadece Bodrum'da yaz mevsiminde nüfus 1 milyonu buluyor, düşünün!
Peki o halde söyleyin...
Oralardaki insanlarda artık iyice çığırından çıkmış zenginlik gösterisi, hovardalık ve işletmecilere hâkim olan şımarıklık neyin nesi? Bu haller bu tavırların kaynağında ne yatıyor?
***
Medyada bir hafta boyunca Erdinç Acar'ın denize attığı iddia edilen 26 bin euroluk saat konuşuldu.
Oysa asıl meselenin magazinle, ünlülerle, tanınmış kişilerle, gerçek zenginlerle falan ilgisi yok!
Geçen hafta Alaçatı'daydım. Meydandaki kalabalığın arasında orta yaşlı bir adam yüksek sesle arkadaşına takılıyordu: "Oğlum nasıl uyuyacaksın bakalım, bu gece! Bir votkaya 650 kâğıt verdin!"
Öteki de herkesin duyduğundan emin ve şişinerek "heh heh" diye sırıtıyordu! Yanlış görmediysem, cevap verip bu "ayıp atışmayı" daha fazla uzatmasın diye karısı tırnaklarını adamın koluna batırmıştı!
Maganda denilen tiple hiç ilgileri yoktu! Yüksek bürokrasiden emeklileri andırıyorlardı!
***
Bodrum'da, Çeşme'de, Alaçatı'da ortama hâkim olan ve hem tatilcileri hem de işletmecileri esir alan atmosferin zenginlikle ilgisi yok!
Arsızlık bu!
Bu kadar basit!
Bu "trend" yakında şimdilik alçakgönüllü Cunda'yı da esir alırsa, eyvah!
Geçen gün hali vakti yerinde bir arkadaşıma Cunda'dan hiç gitmediğim, ama methini duyduğum bir butik otel tavsiye ettim.
Birazdan arkadaşımdan mesaj geldi: "Yuh be abi! Sordum, 180 euroymuş bir gecesi... Biz İstanbul'da kalalım. Bağdat Caddesi'nde yaz hepsinden güzel!"
***
Yanlış anlaşılmasın!
Bodrum, Alaçatı, Çeşme'nin ucuz eleştirisi peşinde değilim. Zaten oraları çok sevdiğimi biliyorsunuz. Kıyamam!
Ayrıca itiraf edeyim ki, yaz keyiflerinin sürekli hesap kitaba vurulmasından kişisel olarak nefret ederim!
Ama güzel kasabaları, kaliteli mekânları eline geçiren ve artık bıktıran bu arsızlık, şımarıklık, görmemişlik kültürü (!) neyin nesidir?
Bütün bunların sosyolojik kaynağı nedir?
Bu soruların mutlaka üzerinde durmak zorundayız.
Fragmanıyla ilgisi yok!
Gece ve Gündüz'ün (Knight and Day) fragmanı harikaydı!
Sonuç peki?
Çok boş bir filmmiş meğer!
"Eğlenceli" olduğunu iddia edenler oldu.
Bu mu? Bununla eğlenenlere üzülürüm!
Ne casusluk filmlerinin parodisi olabilmiş ne de romantik komedi havası kazanabilmiş!
Cameron Diaz'ın hiçbir çekici yanı kalmamış! Tom Cruise asap bozucu biçimde kendi kendisinin karikatürü!
Baktım, Amerikalı eleştirmenler film için "tam yaz seyirliği" demişler! On üzerinden yedi vermişler!
Amerika'da sinema seyircisi yaz mevsiminde şapşallaşıyor mu? Belki!
Benden bu filme sıfır!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.