CHP’nin yeni lideri politikasını kişiler üzerine inşa ediyor ve yolsuzluklar, hesap sorma ve benzeri iddialarla iktidarı yıpratmaya çalışıyor. Dünyada gerginlikler bir çatışma ortamına doğru sürüklenirken ve ülkemizin bundan en çok etkilenenler arasında olması ihtimali yüksekken bu konularda hiçbir analize ve öneriye rastlanmıyor.
Son olarak 27 Nisan e-muhtırasının AKP’nin oylarını artırmak amacıyla yapıldığı ve eski Genelkurmay Başkanının bu pazarlığın bir tarafı olduğu ve maddi çıkarlarla ödüllendirildiği söyleniyor. Eğer bu iddia doğruysa Türkiye dünyanın en ilkel ülkelerinden biri olmuş ve hem hükümetin hem de askerin başı bir araya geldiklerinde en basit hesapların ötesini tartışmıyorlar demektir.

Bu konuda ileri sürülenler bilgiye dayanmıyor ve sadece değerlendirmelerden ibarettir. Benim o tarihte yaptığım değerlendirme şöyleydi: Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Genelkurmay başkanı bu makama siyaset üstü bir kişinin getirilmesinin doğru olacağını, ülkedeki gerginliğin bu yolla azaltılacağını söylemişti ve bu talep kabul görmüştü. Yani bu görüşmenin çıkar hesabına dayandığını söyleyenler böyle bir görüşme yaparlarsa ne talep edeceklerini düşünmüş ve yorumlarını buna göre yapmışlardı ama ne Başbakan ne de Genelkurmay Başkanı onların düzeyine inmemişti. Her ikisi de ülkenin sorunlarına çare arıyorlardı.

Eğer bu mutabakatın öngördüğü çözüm gerçekleşseydi bugün yaşadığımız birçok sıkıntıyla karşılaşmazdık ve en önemlisi ülkenin temel iki kurumu olan iktidarla askerler arasında gerginlik yaşanmazdı.

Askerin siyaset dışında kalmasını bugün değil yirmi yıldır savunuyorum. Ama bu askerle siyasetin güreşmesi ve askerin sırtının yere gelmesi anlamını taşımaz. Genelkurmay Başkanı ülkenin güvenliğinden sorumlu bir kurumun başı olarak görüşlerini söyler ve bu siyaset yapmak değildir.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde 367 şartı sorun yaratıyordu ve mutabakatta öngörülen seçim bu sorunu aşmak için bulunan bir formül olarak ortaya atılacaktı. Ancak MHP lideri, henüz milletvekilleri Meclise bile gelmeden, toplantıya katılacağını ilan etti ve sorun ortadan kalktığı için mutabakat hükümsüz kaldı.

Sözlerim, herkesin yaptığı gibi, bir değerlendirmedir. Eğer günün birinde bu toplantıda bir taraf bazı şeylerin gizlenmesi karşılığında diğerine bir araba sözü verdiği hatta arabanın markasının tespit edildiği ortaya çıkarsa akılsızlığımı kabul edeceğim ama böyle bir ülkede yaşamak için akıllı olmanın dayanılmazlığını da hissedeceğim.

CHP yeni bir görüş ortaya atmıyor. Tek hedefi oy oranını artırmak ve yeni yönetimin yerini sağlamlaştırmak olarak görünüyor. Bu konuda da yeni bir metodunun olduğu söylenemez. Rakibinin kullandığı metotları taklit ederek kazanma peşinde.

Şu sorunlara çare aramasını beklerdim. Devletin zayıflamasının milletin güvenliğini tehlikeye atacağını söylemesi ve çareler üretmesi, dünyada ekonomi alanında devletin etkinliğinin artma eğiliminde olduğunu ama bu artışın devletin doğrudan üretime katılması biçiminde değil ekonomi politikalarını yönlendirme biçiminde olduğunu görüp yeni bir model üretmesini, bölgenin sıcak çatışmalara gebe olduğunu görüp çözüm üretmesini beklerdim. CHP yolsuzluk biterse her sorunun çözüleceğini düşünüyor.