Ne dediysek o!
Dünkü yazımda YÖK Başkanı'na "salvoların" başlayacağını söylemiştim. Bu yüzden, çarşamba günkü gazetelerde başkanın aleyhinde haberlerin olmasına şaşırmadım.
Doğrusu entel-danteller hiç vakit kaybetmemiş. Yusuf Ziya Özcan'ın 1995'te yazdığı "İslam, ekonomik gelişmeye engel midir?" başlıklı makalesini bulmuşlar. Başkan yazısını "her Müslüman İslam'ın kurallarına göre yaşasaydı, ortada oldukça az problem olurdu" diye bitirmiş. Özcan'ın söylediklerinde bir yanlış yok. İslam dininin kardeşliği, yardım severliği, iyi insan olmayı öğütlediği bir gerçek. Dinimize en büyük zararı veren, İslam'ı bilmeden yorum yapan ve uygulamaya çalışanlar. Bunu önlemek için eğitim şart. Kulaktan dolma, belli belirsiz kişilerin anlattıklarıyla değil; okuyarak, anlayarak İslam'ı öğrenmek lazım.
Dini eğitim İmam Hatiplerle sınırlı olmasa, seçmeli olarak okullarda öğretilse fena mı olurdu? Bir toplum başörtüsü yüzünden kamplara ayrılmasa, birlik, beraberlik ruhumuz zedelenmese ne kaybederiz? Bazı tabuların yıkılması gerekiyor. Özgürlükler adına, mutlu, huzurlu, inançlı, irfan dolu bir toplum adına.
YÖK Başkanı Özcan'ın omzundaki yük ağır. Sabırlı, soğukkanlı ama inançlarından taviz vermeden yoluna devam etmeli. Üzülecek, kırılacak, yıpranacak ama asla eğilmeyecek. Çünkü üniversitelere de Türkiye'mizin geneline de özgürlükler gelmeli, özgürlükler yaşamalı. Bir YÖK Başkanı ile aynı frekansta olabileceğim hiç aklıma gelmezdi. Üstüne bir de onu enteldantellere karşı müdafaa edeceğim. Güzel Allah'ım sen nelere kadirsin!
Genelkurmay Başkanı’nın açıklamaları!
Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt DTP hakkında sert açıklamalarda bulundu. "TBMM'de PKK var" dedi. Şimdi bazı çevrelerden Büyükanıt'a tepki gelecek. "Konuşma, bırak siyasiler konuşsun" denecek. Burada herkes haklı. Demokratlar meselelerin demokratik yollarla çözümlenmesini istiyor.
Askerlerin ise yürekleri yanıyor. Hemen her gün, kalleş, alçak teröristin şehit ettiği Mehmetçiğin yasını tutuyor. Ailelerinin hüznünü yaşıyor. Yüz binlerce kahraman evlatların sesi olmaya çalışıyor. Kolay mı "ateş düştüğü yeri yakar." Şehit olan sadece asker değil, bir insan. Bir ana kuzusu, genç bir fidan. Ne sevdiklerine doymuş, ne hayata doymuş gençler.
Allah hepsinin mekanını cennet etsin. Orgeneral Büyükanıt işte bu duyguları dile getiriyor. Bir yakarış, bir haykırış belki de. DTP'li vekillerinin davranışları çoğumuzun kanına dokunuyor. Söylemleri isyan ettiriyor. Onlar bu şartlar altında Kürt vatandaşlarımızın sözcüsü asla olamazlar.
Kendilerine gelsinler demiyorum. Çünkü zaten onlar kendilerinde. Misyonları, PKK'nın sözcülüğünü yapmak.
Hal böyle olunca, teröristler demokrasimizi istismar edince, bizlere de yapacak pek bir şey kalmıyor. Aleyhlerindeki her konuşmayı alkışlamanın dışında.