YÖK Başkanı!
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'na atanan Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan vizyonunu medya ile paylaştı.Başkan; "İki vizyonum var. Bunlardan ilki bütün yasakların üniversitelerden kalkması. İkincisi de üniversitelerin asli görevi olan bilimselliğe daha fazla önem vermeleri" dedi.
Başkan bunları söyledi ama koparılacak fırtınadan haberdar mı diye meraklandım doğrusu.
Bu ülkede her doğrunun konuşulmadığı konusunda birileri Özcan'ı uyarmadı mı?
Şimdi entel-dantel kesim ayağa kalkacak. Başkanın ne özel hayatı ne de geçmişte belki de boş bulunup söyledikleri kalacak. YÖK Başkanı ile alakalı bir karalama kampanyası yakındadır. Hiç şüpheniz olmasın. Uzun yıllardır ilk defa, özgürlüklerden yana tavır koyan bir YÖK Başkanı atandı. Umarım icraatları, söylemlerini aratmaz. Kangren haline gelmiş sorunları çözmek de Yusuf Ziya Özcan'a nasip olur. Yeter ki, onu hedef tahtasına oturtacak entel-dantellerin hışmına mağlup düşmesin.
Bay Vitali Hakko!
Şen Şapka'yla başlayan, Vakko markası ile süren, dolu, dopdolu bir hayat. Sevdiğim, saydığım bir büyük insandı Bay Vitali Hakko. Geçen akşam hayata veda etti. Arkasında Türkiye sınırlarını aşan bir marka bırakarak.
Hayatı boyunca hep çalıştı. Yorulmadan, şikâyet etmeden çalıştı. İleri yaşına, rahatsızlığına rağmen işini hiç aksatmadı. Gazeteciliğe adım attığım 1988 senesinde, Bay Vitali ile bir röportaj yapmıştım. Benim ilk röportajımdı. Unutulmaz hatırası var. Ufak bir anekdotu sizlerle paylaşmak isterim. Bay Vitali ne içeceğimi sordu. "Çay" istedim. Bana "soğuk bir şey iste" dedi. Nedenini sordum.
"Oğlum, sana bir nasihatim olsun. Misafirlerine sıcak bir şey ikram etme. Soğumasını bekleyecekler. Yudum, yudum içecekler. Çok vaktini alacaklar. Sen soğuk bir şey ısmarla. Bir an evvel içsinler, işlerini görüp çıksınlar". Şirin, sempatik, sevgi dolu, müteşebbis bir insanı kaybettik. Toprağı bol, sevdiklerinin ve ailesinin başı sağ olsun.