Havuzlu villa
Gündemin en önemli konularından biri kimin havuzlu villası olduğu. Diğer tartışma konuları da isimlerin önüne hangi unvanların konulacağı, ya da başka kişisel konular. Demokrasi ise geçmişin hesaplaşmasına dönüşüyor.
Bir yazımda halkın bir dağ gibi olduğunu, kendi sesinin olmadığını ve ondan duyduklarımızın güç odaklarının sesinin yankıları olduğunu söylemiştim. Bu halkın cahil olduğu ve onun tercihleriyle seçkinlerin tercihlerinin aynı ağırlıkta olmaması gerektiği iddiasına hiç benzemez. Sesin bir dağda yankılanması için yankılanacak vasıflara sahip olması gerekir. Oysa seçkinlerin söyledikleri bir yankı bile değil sadece suflörün sözlerinden ibarettir. Gerçek seçkinler kendine özgü düşüncesi olanlardır ve onlar düşüncelerinin benimsenmesinin ötesinde bir kaygı taşımazlar. Kazançları da maddi alemde değil düşünceleri gibi soyut ve manevi alanlardadır.
Yaşadığımız dönem gibi büyük değişimlerin olduğu zamanlar düşünce üreten insanlar için bulunmaz fırsatlar yaratır. Mesela bundan sonra liberal ekonomik düşüncenin sürdürülemeyeceği görülebilir ve yeni bir ekonomi teorisinin temelleri atılabilir.
Dünyada gelecek yıllarda büyük değişim olarak adlandırılacağını sandığım gelişmeler yaşanırken ve bu değişimde ülkemizin hem etkilenen hem de değişime katkı yapacak bir ülke konumunda olmasına rağmen tartışma konularımızın münazara çizgisinde sürdürülmesi nasıl yorumlanmalı?
Değişim ve ülkemizin rolü bilinmekte ancak iki nedenle bunun kamuoyuna yansıtılması istenmiyor olabilir. Birinci neden konunun çok karmaşık olması nedeniyle kitlelere anlatılacak kadar sadeleştirilmesi mümkün görülmemesidir. Ya da izlenen stratejinin açıklanmasının mücadeleyi tehlikeye atacağından endişe edilmekte ve iktidarda olmak hedef olarak belirlenmektedir. Başka bir yorum ise geleceğin bir kader olarak algılandığı ve müdahale etmek yerine sabırla beklemenin tercih edildiğidir.
Önümüzdeki dönemde şu konuların önemli olacağını sanıyorum. Yeni düzende devletin rolü ne olacaktır? Ülkemizde devletin geçmişteki hataları nedeniyle etkisiz kılınması mı yoksa çağdaş hatta çağın ötesine bakan bir devletin yapılandırılması mı gerekir? Teknolojideki gelişmeler toplumda ve bireyler üzerinde nasıl etki edecektir?
Bugünlerde havuzlu villayı tartışacak yerde bölgeyi yeniden şekillendirecek güç odaklarının projelerinin ne olduğunu ve nasıl bir rol oynamamız istendiğini ve bizim tercihimizin ne olduğunu tartışsak daha iyi olmaz mı? Ancak bu bölgedeki büyük güçlerin, ABD bazı Avrupa ülkeleri, Türkiye ve İran’nın yanına terör örgütlerini de aktör olarak koyarsak ve geleceği onların belirleceğini ya da en azından etkileyeceğini düşünürsek sorunu anlayamayız.
Bir konuda daha tereddütümü söylemek istiyorum. Bir ülkede ön planda görünen sorunlar çözülmesi istenen mi yoksa asıl hedefe varmak için kullanılan ara aşamalar mıdır? Yani bugün tartıştığımız konular ansızın önemsiz hale gelecek ve onun yerlerini bambaşka sorunlar mı alacak? Bu ön plandaki aktörleri de, eğer kendilerini değiştirmez ve uyum sağlayamazlarsa, etkisiz kılabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.