Ah Baykal ah! Kurt kocayınca kime maskara olurmuş
CHP Genel Başkanı Kemal Bey ve parti MYK’sı, gerek eski genel başkan Deniz Baykal ve onun döneminde yardımcılıklarını yapanlara referandumda görev vermemiş; dahası görev verilmemesi konusunda karar çıkarmış!
Bununla da yetinmemiş, 29 Temmuz tarihli bnir genelgeyle bütün parti teşkilatına, uzak durun Baykal’dan, demiş!
Bu kararın altında kimin imzası var? Kimin olacak Önder Sav’ın tabi! Deniz Baykal’ın Önder Sav’a vereceği
yanıt şu olmalı bence:
H
İHANETİ GÖRDÜM
Yeminler etmiştik dirlikte
El ele olacaktık hastalıkta
Zevkle paylaşacaktık her
mutluluğu
Hayat bizi taşıyacaktı doruklara.
İhanetin ayak sesleri geldi
Kalbimi en derinden vurdu
Baykuş tünedi çatı katına
Verilen sözler tutulaydı harbi
Görmezdik bizi vuracak ihaneti!
H
Kurt kocamayagörsün ağam! Onun bunun maskarası olur. Ve tabi, hiç unutmayacaksın arkadaş, Kurtlukta Düşeni Yemek Kanundur!
Senin güvendiğin ve de lapa lapa kar yağdığını gördüğün o dağlar, daha önce kimleri yedi kimleri!
CHP eski genel başkan yardımcısı Yıl
maz Ateş Bey, bu yasakları, 12 Eylül yasaklarına benzetiyor. Nasıl 12 Eylül darbesi bütün siyasilere yasaklar getirmişse, “CHP’nin bu günkü yönetimi de bizi parti çalışmalarından yasaklıyor!” demekte Yılmaz Bey. Deniz Baykal’ın da tarifsiz kederler için de olduğunu anlatıyor herkese. “Siz ha... Bize ha... Bunu haa..” diye uzayıp giden, Sefa Önal’ın yazdığı, Türker İnanoğlu’nun yaptığı bir Türk filmi sanki! Üzülmeyin Deniz Beyim üzülmeyin...
Eğer, Referandumda künde, genel seçimlerde tuş olursa Önder Sav ve tayfası, “Deniz Baba kurtar bizi!!” naraları yeri göğü tutar!
‘Hayır’ diyeceklerin tek dayanağı ulusalcılık
Ekonomide yaşanan canlılık mı?
Boş verin efendim, palavra...
Daha demokratik bir Türkiye mi?
Hadi canım sen de! Bu millet koyundur, çobanını bekler her daim!
Teröre karşı demokratik açılım mı?
‘Lan manyak mısın sen! Üzerinden silindirle geçeceksin o uğursuzların! Bak Dersim’i bir kestik, iki astık, elli yıl gıkı çıkmadı kimsenin!
Hayır oyu atacakların tek dayanakları var: O da ulusalcılık!
Evet oyu çıkarsa üniter devlet yok olacak ya! Bu kafa, zamanında “vallahi de billahi de köprüyü sattırmam!” diye Özal’a tükürükler saçarak sövüp sayan kafadır!
Bu kafa özelleştirmelere karşı çıkan, Anayasa Mahkemesi’nin her gün kapısını aşındıran kafadır.
Bu kafa, bu ülkenin vatandaşlarını ancak dört yılda bir yurt dışına salan kafadır. Bu kafa taş taş üstüne koyan herkesi boğazlamaya çalışan kafadır.
Bu kafa küçük olsun benim olsuncuların kafasıdır. Bu kafa uzlaşmayı değil tekme tokdı tercih eden kafadır!
Şimdi gelin, ‘Hayır’ diyecekleri şöyle bir alt alta yazın lütfen:
CHP, MHP, BDP, BTP, İmralı, PKK! Bu, yer yarılsa bir araya gelmeyecek insanlar nasıl oldu da el ele verdi, bir düşünün hele!
Bu son fasıldır; onun için sıkı sıkıya birbirlerine sarılmışlar.
Hayır oyları yüksek çıkarsa iktidara bir adım daha yaklaşacaklarını sanıyorlar.
Ama demokrasiden de bir o kadar uzaklaşacaklarının bilincinde değiller.
Bu halkın onları demokratik yollardan iktidara getirmeyeceğini anladılar mı ne?
Onun için de “hayır” diyerek vesayet demokrasisine devam etmeyi tercih ediyorlar; bu kadar basit!
İyi haber kötü haber
Beyaz Saray Fotoğrafçısı, David Hume Kennerly, kan ter içinde, Başkanın çalışma odasından içeri girmiş. Başkan henüz gelmemiş; içeride danışmanları varmış. Adamı böyle görünce biri sormuş:
“Hayrola? N’aber?”
Şöyle bir soluklandıktan sonra Kennerly:
“Valla bir iyi haberim var bir de kötü... İyi haber savaş bitti! Kötü haber savaşı biz kaybettik. Kuzey Vietnam Orduları Saygon’a girdi az önce!”
(Şikago’dan Ahmet Mesut Ulugiray’a teşekkürler)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.