Dışa katlayın!
Büyük bir zafer elde ettiklerini, ya da en azından "mevzi kazandıklarını" sanıyorlar...
Mühürde niçin "evet" yazıyormuş? Bu, oy verme sürecini ve sonucu etkilermiş. Oy verecek vatandaşın üzerinde "manevi baskı" yaratırmış. Hayır oyu vermek niyetiyle sandığa giden "temiz vatan evladının" mühürde eveti görünce kafası karışır, sonra maazallah hiç istemediği halde eveti evete bastırıverirmiş...
Şu halk bilinçli mi yoksa cahil mi, bir karar verseler iyi olacak yahu!
Aslında dağdaki çobanın eveti bir evet, Aysun'un hayırı iki hayır sayılsa ne güzel olacak ama... Körolmayasıca Anayasa bütün vatandaşların eşit olduğunu söylüyor işte... Anayasa'yı yaptırırken genç ve güzel mankenleri hiç düşünmedin be Kenan Paşa...
Neyse, mühürleri değiştirtmeyi başardılar.
Yeni mühürde "tercih" yazıyor.
Böylece cahil halkın yanlış yapması önleniyor.
"CHP" ya da "MHP" yazsa daha da güzel olacaktı ama ne yazık ki Yüksek Seçim Kurulu'nun da tarafsız olmak gibi körolası bir yükümlülüğü var.
Fakat elde yeterli sayıda tercih mühürü bulunmadığından, olanaklar ölçüsünde tercih mühürü, bunun darlığı çekilen bazı sandıklarda gene babadan kalma evet mühürü kullanılacakmış!
İşte ne güzel bir şarlama fırsatı!
Muhalefet bu kıyağımı unutmasın: Sonuç evet çıkınca (ki öyle çıkacak) hemen "mühürler aynı değildi" diye iptal istesin!
Yüksek Seçim Kurulu da bu ahmakça talebi ciddiye almasın, bir kere daha madara olsunlar.
Evet çıkacağını gördükçe dellenenler, uyuzlukta çare tükenmez, yeni bir numara daha buldular:
Bu işte niçin mühür kullanıldığını anlamıyorlarmış...
Kalemle bir X işareti konulsa daha iyi olmaz mıymış?
"Eli kalem tutan" CHP'li emekli memurlar hayır oyu vereceklerine, "oturmasını kalkmasını ve de kalem kullanmasını bilmeyen" cahil halk evet oyu vereceğine göre, bu durumda hayır oylarında anlamlı bir artış elde edilebilir vallahi...
Göbeğini kaşıyan ayı atıverir bir çizik pusulanın hayır tarafına, kendi kalesine de gol atmış olur.
Efendim gerekçe olarak açık açık bunu söyleyemeyeceklerine göre, daha akla yakın bir bahaneye sığınıyorlar: Mühürün "bulaşma" tehlikesi varmış.
Pusula katlandığı zaman mühür "karşı tarafa" da bulaşırsa oy geçersiz sayılıyor.
Fakat bu sakınca, iki tarafı keskin bir bıçak gibi: Hayırın evete bulaşması mümkün olduğu kadar evetin de hayıra bulaşması olası...
Bu önlemenin de bir tek çıkar yolu var kardeşim: Oy pusulasını "dışa" katlayacaksın!
Bendeniz yıllardır her seçimde öyle yaparım, size de tavsiye ederim.
Korkmayın, "zarfa bulaşırsa" oyunuz geçerlidir.
Zarflar da artık namussuzca "içi görünür" şekilde yarı saydam yapılmıyorlar çok şükür...
Kimin kime ya da neye oy verdiğini kimse göremez artık.
Görse de kimse kimseden hesap soramaz. O devir geçti.
Korkmayın, artık 1946 seçiminde olduğu gibi sandık başında kulak çekmek üzere hazır bekleyen "bürokrasinin mutemet adamları" bulunmuyor... Oyunu beğenmedikleri zaman "kendine gel, sonra karışmayız ha" diye azarlayamıyorlar vatandaşı...
Size şaka gibi gelir ama bu da yaşanmıştı bu ülkede.
Aklın ve demokrasinin gereği olan "gizli oy, açık sayım" ilkesi geçerli artık.
İsmet Paşa'nın adamlarının en rezil buluşu olan "açık oy, gizli sayım" utanmazlığı çok gerilerde kaldı.
Sabredin, eski Türkiye de çok gerilerde kalacak. Torunlarımız tarih dersinde okuyup şaşacaklar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.