Topkapı Sarayı’nda Ramazan
Osmanlı Sarayı’nda Ramazan ayı, Şaban ayının bitiminde akşam hilalin görünmesi ve İstanbul Kadısının yayınladığı ilam ile resmen başlardı.
Ramazan’ın başlamasıyla birlikte gerek saray gerekse devlet dairelerindeki görevliler, birbirlerini kutlarken yabancı ülke büyükelçileri, Sultan başta olmak üzere, ilişkide oldukları devlet görevlilerine yazılı kutlama mesajları iletirlerdi.
Enderun ve Harem’de büyük bir mutlulukla karşılanan Ramazan’da, Kadir Gecesi’ne kadar, her akşam iftarlar hazırlanırdı.
Ramazanın başlamasının ardından, Sultanın huzurunda, dinsel içerikli tartışma ve konuşmaların yapıldığı Huzur Dersleri başlardı.
Aslında Huzur Dersleri’ni, Sultanın önderliğinde, dinsel içerikli seminer dizisi olarak da tanımlayabiliriz. Sultanın belirlediği mekanda yapılan dersler, Hırka-i Saadet’in Mermer Sofa’ya bakan revaklarının altında, Şadırvanlı Sofa’da ya da Balıkhane Mabeyin-i Hümayun’un da gerçekleşirdi.
Huzur Dersleri’nde genelde tefsir, sarf ve nahiv, mantık konuları işlenirdi. Hafız Hızır İlyas Ağa anılarında, “Ümmet-i Muhhammed’in tamamı cennete girecektir... söylemi, derse katılanları öyle mutlu etti ki, herkes birbirine sarılıp sevinç gözyaşları döktü..” diye anlatır.
Ramazanın 12. ya da 13. günü, Pars adı verilen Hırka-i Saadet Odası’nın temizliği sultanın katılımıyla ve büyük bir saygıyla yapılırdı.
Has odalılar dışında, hazine, kiler ve seferli koğuşlarının kethüdalarının da katıldığı Pars Günü’nde, kutsal emanetler, korundukları taht odasından Revan Köşk’üne nakledilirdi. Bu taşıma sırasında sultan da, diğer ağalar gibi görev alır ve kutsal emanetleri taşırdı. Ardından Taht Odası/Hırka-i Saadet Odası, gül suyu ve buhur sularıyla ıslatılan süngerlerle temizlenirdi.
Önceleri geleneksel, son dönemlerdeyse resmi törenlerle Hırka-i Saadet, her yıl Ramazan ayının 15. günü devlet erkanının katılımıyla ziyaret edilirdi. Ziyaret gün ve saati sultan tarafından bildirilirdi davetlilere.
Kadir Gecesi Saray’da ve Osmanlı eyaletlerinde büyük bir coşkuyla kutlanırdı.
Kadir Gecesi’nde, Tophane Meydanı’ndan fener alayları düzenlenerek, türlü biçim ve renklerdeki fenerlerle köşe bucak dahil, her yer aydınlatılırdı. Kadir Gecesi’nden sonra gerek sarayda gerekse de konaklarda iftarlar verilmez, bayram hazırlıkları başlardı...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.