Obama Müslüman mı?
Amerika bu soruyla çalkalanıyor. Medyada, tartışma programlarında konu liste başı ediliyor bu hafta. Hak da ediyor. Ülkenin önde gelen araştırma şirketlerinden biri olan Pew’in yakında yaptığı çalışmaya göre Amerikan halkının yüzde 18’i Obama’nın Müslüman olduğuna inanıyor. Bu oran geçen senenin Mart ayında yüzde 11 imiş. Bugün için halkın sadece yüzde 34’ü Obama’nın Hristiyan olduğuna inanıyor. Bu oran geçen yıl itibariyle yüzde 48 imiş. Yani geçen bir yıl içerisinde ne olmuşsa olmuş Amerikalılar Obama ile ilgili kanaatlerini değiştirmişler. Pew yüzde 43’le Obama’nın dininin ne olduğunu bilmeyenlere de dikkat çekiyor. Bazıları bunu Obama’nın Hristiyan kimliğine karşı aldığı mesafe ve Müslüman aile ağacına yakınlığına bir atıf olarak yorumluyorlar. Peki ne oldu da bu oran kayması yaşandı? Gerçi Obama’nın İslam’la olan ilişkisi daha toy bir başkan adayıyken dahi defaatle konu edilmişti. ABD’nin ünlü evanjelist papazı Franklin Graham Obama’nın Müslüman atalarına dikkat çekerek Müslüman doğduğunu -ki bu doğru- verdiği vaazlarda söylemiş, demokratların karşısındaki cumhuriyetçi oyları biraraya toplamaya kullanmıştı. Tabii bir de konuya “siyasi doğruluk”la yaklaşanlar var ki onlar da itirazlarını “yok yani olsa da ne olacak ama....” ile başlayan cümlelerin arkasına saklıyorlar. Hani bizde vardır ya, hem yasak taraftarıdır hem de faşist gözükmek istemez, onun için de “benim annem de başörtülü ama...” diye ses yükseltenler, onlar misali...
Bu sorunun siyasi arenaları meşgul eden bir kamu yoklaması konusu haline gelmesinin sebepleri birden fazla. Obama’nın Müslüman bir babadan doğmuş olması bunlardan biri. Ama bundan önce Obama’nın ABD toprakları dışında bir yerde doğmuş olması geliyor. Tabii bunların hiçbiri de önemli bir gündem oluşturmayabilirdi. Ancak zencilik faktörü de denkleme alındığında işler tamamen değişiyor ve beyaz bir Amerikalının tutulabileceği standartlar bir anda yükseltiliyor, daha seçici ve ayıklayıcı hale geliyor. Demem odur ki seçilen başkan Obama değil de mesela onun gibi bir başka ülkede doğmuş mesela Kaliforniya eyaletinin valisi Arnold Swazeneger -ki onun da kalbinde başkanlık yatıyor- olsaydı, “yabancı” kimliği bu kadar konu edilmeyebilirdi. Günün sonunda Avusturya’da da doğmuş olsa, kulağı tırmalayan adeta rahatsız edici bir aksanı da olsa “beyaz” olması onu Amerikalılar gözünde “bizden” kılıveriyor.
İkinci olarak Obama yönetiminin işbaşı yaptığı günden beri alışılagelmiş ABD-İsrail ilişkilerinde çok az da olsa bir sarsıntı olmasıdır. Evet, İsrail her zamanki gibi stratejik bir ortaktır, ancak geçmişte olduğu gibi hâlâ Amerika’nın şımarık çocuğu mudur acaba? Her yaptığına göz yumulan ve ne olursa olsun desteklenen bir dost ülke midir Amerika gözünde? Obama iki ülke arasındaki dayanışmanın azaltılmasına gitmese de bir taraftan Bush yönetiminin bıraktığı yükü üstünden atmak, diğer taraftan da 2000-2008 seneleri arasında dünyayı kaplayan anti-Amerikancılığı azaltmak pahasına İsrail’le ilgili daha seçici bir dil kullanmıştır. Bu da Washington’daki siyonist lobilerini son derece rahatsız etmiştir.
Bir başka etken de Başkan Obama’nın geçtiğimiz hafta Beyaz Saray’da verdiği iftardaki sözleridir. Detaylarını haftaya paylaşacağız inşaallah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.