İbrahim Karagül

İbrahim Karagül

BlackBerry, istihbarat savaşı ve vahim gerçek

BlackBerry, istihbarat savaşı ve vahim gerçek

BlackBerry telefonlarıyla ilgili tartışmaları ne kadar izliyoruz? İstihbarat savaşlarının alabildiğine şiddetlendiği, istihbarat yapılanmalarının kökünden değiştiği, insanların her anının kayıt altına alındığı günümüz dünyasında, belli ülkelerin/şirketlerin; insanların adeta nefes alışlarını bile izlediği, devletlerin ve şirketlerin her tür plan ve hesabını takip ettiği artık bilinen bir gerçek...

"Bu kadarına neden ihtiyaç duyulur" sorusunun cevabı belki de bugünün en derin tartışma konularından biri. Ancak açgözlülük, ihtiras, kontrol etme hırsı ve güvenlik paranoyası üzerine yeni bir dünya, yeni toplum modelleri şekillendirme düşüncesi belki de cevapların en doğrusu..

Önce Suudi Arabistan, BlackBerry telefonlarının kullanımını engelledi. Ardından Kuveyt ve Hindistan. Almanya önlemler almaya başladı... Türkiye de konuyla ilgili inceleme başlattı.

Kanada merkezli şirket, bu ülkelerle birer birer anlaşma yoluna gitti. S. Arabistan ve Hindistan'la masaya oturdu. Bazı ülkelerle sorunları çözdü, bazıları engellemeye devam ediyor. Dünyada 41 milyon BelckBerry kullanıcısı var. Türkiye'de 250 bin civarında olduğu söyleniyor.

Peki bu telefonlarla ilgili sorun ne?

Engelleyen ülkeler, söz konusu telefon üzerinden yapılan konuşma ve mesajların kontrol edilemediğini, denetlenemediğini, iletişimin izlenemediğini, telefonun buna izin vermediğini gerekçe gösteriyor ve bunu güvenlik sorunu olarak algılıyor. Şirketle ülkeler arasında söz konusu denetime izin verilmesi için anlaşmalar imzalanıyor.

Tartışmayı izlerken sadece bu yönünü biliyorduk. Engelleyen ülkeler, vatandaşlarının yazışma ve konuşmalarını takip etmek istiyor, söz konusu telefonlar buna izin vermiyor, bu yüzden şirketin o ülkelerdeki operasyonları engelleniyordu.

Ama çok daha vahim gerçekler çıktı ortaya.

BlackBerry iletişimi İngiltere ve Kanada üzerinden yapıyor. Konuşma ve mesajlar karşı tarafa gitmeden önce bu ülkelerdeki merkezlere gidiyor. Dahası, Avustralya, Yeni Zelanda, ABD ve İsrail'e gidiyor. Tüm iletişim bu merkezler tarafından izleniyor. Ancak telefonların kullanıldığı ülkelerin böyle bir imkanı bulunmuyor.

Atlantik cephesinin bu istihbarat ortaklığı ile telefonları kullananlar 24 saat izleniyor. Özel olarak dinlenmelerine bile gerek yok. İzleme bir tarafa, iletişim belirli merkezlerde toplanıyor. Kriptolu olduğu için de, o merkezler dışındakiler bunu izleyemiyor. Kullanıcıların bir kısmı, söz konusu telefonları güvenli olduğu için, bulundukları ülkelerde izlenemedikleri için tercih ediyordu. Ama çok daha derin bir istihbarat ağının onları izlediğini biliyorlar mı acaba...

BlackBerry telefonlarını yasaklayan ülkelerden biri olan Birleşik Arap Emirlikleri bu tehlikeye dikkat çeken ilk ülke oldu. Dubai Polis Şefi Halfan Tamim; ABD ve İsrail'in bu telefonları istihbarat amaçlı kullandıklarını, bilgilerin doğrudan bu ülkelere gittiğini, araçların casusluk aracı olduğunu. Ona göre; telefon üzerinden yapılan iletişim bilgileri sadece ABD, İsrail ve İngiltere tarafından denetleniyor, başka ülkeler denetleyemiyor.

Üretici firma ile anlaşma yapan ülkeler bu dataları denetleme hakkı elde ediyor. Peki kendi vatandaşlarının o malum merkezler tarafından izlenmesinin önüne geçebiliyor mu? Elbette hayır. İzleme hakkını elde ettikten sonra kendi insanlarını kurban etmekten çekinmiyor.

Açıklamayı yapan Tamim; Mossad ajanlarının Avrupa Birliği ülkelerinin pasaportlarını kullanarak Dubai'de bir otelde Hamas mensubuna suikast düzenlemesine ilişkin ayrıntıları da ortaya çıkarmıştı.

Belki bunu söylemek yanlış olacaktır ama, BlackBerry'yi üreten firmanın yapısına, kimler tarafından yönetildiğini dikkat çekmek isterim. CEO'sunun, Pazarlama Müdürü'nün, Teknoloji Müdürü'nün, Finans Müdürü'nün, Operasyon Müdürü'nün kimliğine, Kanada'da olmasına rağmen hangi ülkeyle ne tür bağları olduğuna mesela.. O zaman, aynı ülkenin söz konusu telefonları casusluk için kullanmasında pek de şaşırtıcı bir şey görünmüyor.

Söz konusu bilgiler, İsrail'in Negev Çölü'ndeki merkezde mi toplanıyor. Bütün telefon konuşmaları buradan mı izleniyor? Le Monde Diplomatiqe, İsrail'in "Unit 8200" adlı biriminin bu işleri yaptığını yazdı. Üstelik bu birimine ait merkezin ABD ve İngiltere ile boy ölçüşebilecek durumda olduğuna dikkat çekti...

BlackBerry ile ilgili bir not daha aktarmak istiyorum. 2008'in son günlerinde Hindistan'ın Mombai kenti inanılmaz bir saldırıya maruz kaldı. Son derece iyi giyimli, çok iyi donatılmış genç insanlar Hindistan'ın finans başkenti Mombai'yi vurdu. Saldırganlardan dokuzu yakalandı ama imha edildi. İkisi İngiltere doğumlu ve İngiltere vatandaşı. Biri Pakistanlı. Kalanların Moritanyalı olduğu söylendi. Denizden gelip botlarla kenti bastılar.

2 Aralık 2008'de "BlackBerry teröristi, kutsal ittifak ve tuhaf bağlantılar" başlığı altında "akla ilk gelenler" dışındaki ihtimalleri sıralamıştım. İsrail istihbaratının Hindistan'daki etkisine, daha önceki bazı saldırılardaki Mossad bağlantısına, Mossad ajanları Pakistan içlerinde operasyonlara bile katıldıklarına...

"BlackBerry telefonlarla donatılmış saldırganlardan ele geçirilenleri ABD, İngiliz ve İsrail istihbaratı sorguluyor" diye hayretlerimi ortaya koyarken "Hindistan'ın çok ucuz bir oyuna kurban edildiğine dikkat çekmiştim.

Ölen, yaralanan, yakalanan teröristlerin elinde son derece modern silahlar, askeri teçhizat ve BlackBerry telefonları vardı. Birbirleriyle böyle haberleşiyorlardı.

Bence o saldırı, bugünkü dinleme, casusluk ortaklığında olduğu gibi, Dubai'deki otel saldırısında olduğu gibi, bir ortak saldırıydı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Karagül Arşivi