CHP ve rahibe pankartı
- Efendimiz korsan pankart var..
- Nerede?
- İstanbul’da!
- İçeriği ne?
- “Diz çöken başbakan istiyorsanız ‘evet deyin’ yazmışlar!”
- Başka?
- “Rahibe gibi giyinmek istiyorsanız evet deyin yazmışlar!”
- Hadi ya?!
- AKP asmıştır desek mi?
- Desek mi? Dur hele bir Önder’e soralım, o ne diyecek?
- “Önder yahu, tepkiler var birader!”
- Neye?
- Şu rahibe pankartına. Kadınlar ‘biz rahibe miyiz?!’ demeye başlamışlar!
Ne yapacağız?
- Kaset yapalım tez elden!
- Ne kaseti?
- Adam toplayalım... Yakalarına AKP rozeti asalım... Pankart asarken videoya çekelim; bizim basına dağıtalım!
- İşe yarar mı?
- Sorduğun soruya bak! Daha önce yaramadı mı?!
İşin şakası bir yana, hoş yukarıda okuduklarınız şakadan çok ağlatı sınıfına giriyor
ama olsun biz gene de şakadan sayalım, insan dini konularda bilgi birikimine sahip değilse, muhafazakar insanların duyarlılığı konusunda pek bir fikri yoksa, dilinin paçasını sıvayıp türbandı, inançtı gibi konulara bulaşmayacak!
Bulaştı mı da başörtülü hanımlara hakaret eden rahibeli afiş çıkar ortaya! Siz bildiğiniz ya da bildiğinizi sandığınız şeyleri haykırın meydanlarda; bilmediğiniz, anlamadığınız şeylere bulaşmayın.
Çünkü gereksiz
yere birçok insanı üzüyor, onların ahını alıyorsunuz!
NEDEN 12 EYLÜL 2010 BİR DÖNÜM NOKTASIDIR?
Kendi kaderinizi kendiniz belirlemek istemiyor musunuz? Hep birileri mi size “şöyle yap, şuraya git, bu yasak, bu değil” mi demeli?
Kendiniz için düşünmek zor mu geliyor?
Birilerinin sizin için düşünüp sizi yönlendirmesi kolayınıza mı gidiyor?
Gelin Cumhuriyet tarihi boyunca itilmiş ve de kakılmış, horlanıp merdiven altına postalanmış birinin gözüyle
yaklaşalım referanduma.
Kendinizi, köyü boşaltılıp sonra da yakılan bir Kürt kökenli yurttaşımızın yerine koyalım.
Başı örtülü diye üniversite kapısından kovulan bir kızın yerine de koyabilirsiniz kendinizi, böylesi bir ruhsal depremi yaşamak istiyorsanız!
Dilerseniz eşimin başı kapalı diye ordudan ihraç edilen biri oluverin, üç beş saniye için. Fişlenen, andıçlanan, dışlanan, toplumsal alandan afaroz edilen, ötekileştirilenlerden biri olduğunuzu varsayın.
Tuzu kuru insan değilsiniz siz.
Hayır diyeceklerin çoğunun bir eli yağda, bir eli de balda; en azından benim
tanıdıklarımın.
Tuzu kuru olmayanlarsa, 12 Eylül’de genel seçim yapılacağını sanacak kadar salak! Vicdanınızın sesine kulak vereceksiniz 12 Eylül 2010 sabahı!
O gün oy vermeye giderken, 12 Eylül 1980 sabahıyla başlayan süreci düşünün, Diyarbakır hapishanesinde mola verin, darağaçlarının gölgesinden tiksi nerek geçin...
Ama düşünün.
O, bu, şu ya da genel seçimlerde oy vereceğiniz parti istedi diye hayır oyu kullanmayın. Kendi kararınızı, anayasa değişikliklerinin sizin yaşamınızda neleri değiştireceğini, enine boyuna tarttıktan sonra oyunuzu verin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.