CHP'nin 'sôl' bacağı
Bizim gazeteler haberi, "Kendi kalesine penaltıdan gol attı" diye verdiler. Bir futbolcu kendi kalesine gol atar; isteyerek de atar, istemeyerek de atar fakat bu işi penaltı atışı esnasında yapabilmesi aklımı karıştırdı.
Zihnimde canlandıramayınca hızla futbol kültürümü gözden geçirdim: Evet, zannederim 70'li yıllarda böyle bir hadise olmuştu ve ben bunu yıllar sonra bir takvim yaprağının arkasındaki "Tarihte garip olaylar" köşesinde okumuştum; hadise şöyleydi: Mamak Maskespor adlı futbol kulübümüz, muhtemelen Ankara amatör liginde maç yaparken penaltı atışı kazanmıştı. Her penaltı atışında muayyen ihtimaller vardır; ya gol olur, ya kaleci tutar veya top auta çıkar. Penaltıyı kullanan oyuncu, penaltı literatürüne yeni bir boyut getirerek topu taca atmaya başarmıştı!
Takdir edersiniz ki penaltı kullanırken topu taca atmak, tersinden de olsa takdir edilmesi gereken bir hünerdir ve bu meçhul futbolcunun şanlı spor tarihimizde ismen yer almamış olması büyük bir eksikliktir. Araştırmacı gazeteci olarak internete baktım; ota-çöpe yorum yazmaya meraklı gençler bu olayı sadece bir kavram olarak algılamışlar; tarihi bir hadise olarak değil; olur mu öyle şey? Buz gibi hakikat ayol! Bu da benim futbol tarihine katkım olsun; yanlışım varsa Mamak Maskespor yöneticileri düzeltsinler diyerek asıl meseleye geçiyorum.
Efendim Jamie Carragher, Liverpool futbol takımının kıdemli oyuncularından biri. Galiba kendi adını taşıyan hayır derneği adına kendi takımını, Everton ile özel maç yapmaya ikna etmiş. İyi, normal... Maçı Liverpool 4-1 kazanıyor. Everton'un tek golünü ise Evertonlu futbolculardan biri değil, yine Carragher atıyor. Şöyle oluyor: Top penaltı noktasına dikilmiş, Liverpoollu oyuncu hangi köşeye atayım diye kaleciye bakmamaya çalışarak kafasından hesap yaparken, ciğerci dükkânının önündeki hırsız kedi gibi oralarda bekleyen Carragher, hakemin düdüğü ile beraber herkesin şaşkın bakışları arasında kendi kalesine güzel bir penaltı çekiyor. Gol!
Carragher demiş ki maçtan sonra, "Küçüklüğümden beri tek hayalim Liverpool'a gol atmaktı."
Vallahi pahalı bir fantezi ama gerçekleşmiş neticede. Carragher spor tarihindeki yerini aldı, artık Guinness kitabına da geçer; kendi kalesine penaltıdan gol atmak azımsanacak başarı değil. Vakıa bunu, bugünlerde CHP teşkilatında görev yapan bazı partililer neredeyse günaşırı, âdeta ritmik bir âhenkle başarmaktalar fakat "Ev danası öküz olmaz" derler ya; elin Carragher'ı kendi kalesine gol atınca kahraman olur, dünya TV'lerinde gösterilir; bizim CHP'liler referandumda hayır çıksın diye tutup kendi elcağızlarıyla afiş yapar, fakat neticede kendilerini bacaklarından vurmaktan başka bir iş göremezler.
İnsanın kendi bacağını vurması sevimsiz bir iş; vaktiyle "Neredesin Firuze" diye süper bir film yapmıştı bizimkiler; o filmde kült sahneler vardır. Konumuzla ilgili olanı şöyle: Mafya'nın tetikçisi infaz yapmak üzere yakalayıp üzerinde çalışacağı elemana diyor ki, "Seni hangi bacağından vurayım kardeş; sağ mı sol mu?" Adam müzik yapımcısı galiba, Sol diyemiyor, zâhir kibarlık olsun diye tatlılaştırılmış "Sôôl" gibi bir şey çıkıyor ağzından. Haydii çatt...
Avcılar teşkilatının ne kabahati var; bu güzide partimizin bilumum elemanları, genel başkanından en genel sekreterine, il başkanından ilçe yöneticisine, oradan müstafi genel başkanına kadar cümlesi, "Böyle teşkilatım oldukça düşmana ne hâcet" makamında zekîce eylemlerde bulunup, birbirlerini "Sôl" bacaklarından vurmaktan fırsat bulabildikleri anlarda kendi kalelerine penaltıdan gol atıp duruyorlar.
Kamer Genç diye biri var mesela: CHP, hafta sonuna kadar üç mitingde daha konuştursun bunu, % 75 Evet'i garanti eder AK Parti, öyle faydalı bir eleman!
Kale karşı tarafta Kemal Bey, huu; topu oraya atarsanız gol yazıyor amcalar...
Hâmiş: Hayırcılar da dahil, herkesin bayramını tebrik ederim.