Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Referanduma günler kala...

Referanduma günler kala...

Ve referanduma 2 gün kaldı. Bayram bitecek ve sandığa gideceğiz..
Hayırlı olur inşallah..
Ben % 80 katılım bekliyorum.. MHP ve BDP tabanındaki çözülmeye bakılırsa, % 60 EVET sürpriz olmaz.. CHP’nin evdeki hesabı çarşıya uymadı.. Afiş skandalı kirli niyetleri gün yüzüne çıkarttı. Suçüstü olmanın verdiği telaşla arkası arkasına yeni yanlışlar yapıyorlar.. Kılıçdaroğlu’nun meydan okumalarının arkasından ortaya çıkan gerçekler mızrağın çuvala sığmasını zorlaştırıyor.. Yargıtay santrallerindeki dinleme sistemi de kafaları allak bullak etti.. PKK-Apo üzerinden siyaset yapmayı denediler, Apo konusunda Yargıtay üyesinin ses kaydı derin gerçeği ortaya çıkarttı.. BDP, referandum konusunda AK Parti’nin karşısında muhalefet koalisyonuna yakın durdu..
Kılıçdaroğlu akşam duyduğunu sabah meydanlarda söyleyerek, meydan okuyarak sürekli ortamı gerdi. Sonuç: Keskin sirke küpüne zarar verdi..
En son açıklamalarından birinde de “Dokunulmazlığı kaldır, EVET diyeyim” dedi.. Ne alakası var şimdi bunun? O zaman, karşı olmadığın bir değişikliğe neden HAYIR diyorsun?
CHP’nin peşine takılan MHP’nin durumu daha da yürekler acısı idi.. Söyleyecek bir şey bulamayan MHP meydanlara, ne alakası varsa “Habur’a Hayır”, “Riyakarlığa hayır” afişleri astı.. Eminim gün gelecek bugün yaptıklarından kendileri de utanacaklar.. Son Dörtyol skandalı MHP’nin içine sürüklendiği derin çıkmazı gözler önüne serdi. Tıpkı CHP’nin Avcılar skandalı gibi.. Türbanlı oy avcılığına çıkanlar, Avcılar’da avlandılar!
Can sıkıcı bir süreç yaşadık ama, milletin bazı gerçeklerin farkına varması açısından önemli bir süreçti bu.
Referandum süreci CHP ve MHP’nin tabanını eritti ve her iki genel başkan için de siyasi kariyerleri açısından bir talihsizlik oldu.. Şecaat arzedeyim derken kirli niyetleri ortaya çıktı.. Öfkeleri sanki akıllarını zail etmiş gibiydi.. Korku ve panik içindeydiler..
Son günlerde artan saldırganlıkları da biraz bundan. Kaybettiklerini gördüler..
Allah korusun, bir HAYIR Türkiye için her anlamda tam bir felaket olur. Bu, Ergenekon’un, derin devletin, çetelerin zaferi olur.. Militarizmin zaferi olur..
EVET çıkacak çıkmasına da, % 50+1 oy da olsa bu referandum hukuki anlamda maksadına ulaşmış olur. Ama % 55’in altında bir EVET’te, militarizm inadını sürdürür. Anayasa değişikliğinin yeni etaplarında hız kesilir. Referanduma ilişkin yasama faaliyetlerinde sıkıntı yaşanır.. Onun için % 55, reformun hızı ve derinliği açısından kritik eşik anlamı taşıyor.. % 60 moral destek hattıdır.. Militarizm, jüristokratik kadrolar, derin devlet, çeteler yenilgiyi kabul etmek zorunda kalır, reform hız kazanır.. Osmanlıların deyimi ile “Aliyyülala” seviyesi ise, sandığa gitmeyenleri de HAYIR’a ekleseniz, yine EVET çıkacak seviyedir. Yani sandığa gidenler % 80 ise, % 70 seviyesi aliyyülala seviyesidir.. % 50 hukuki sınır, +% 20 sandığa gitmeyenler=% 70.
Yani her oy, tek bir oy bile değerli. Herkesin buna göre hareket etmesi gerek..
CHP’liler oyların eşit olduğunu düşünüyorlar.. EVET ya da HAYIR çıksa bile bunun % 1-2 farkla çıkacağını düşünüyorlar.. Bu düşünce onlar açısından iyi oldu. Siyasi mücadeleyi öncelediler.. Bu umutları olmasaydı, daha tehlikeli olabilirlerdi..
AK Partililer en kötü ihtimalle % 54-55 bekliyorlar..
Benim açımdan durum değişmiyor. 1 tek oy EVET çıksa, o oy benim oyum olacaktır.. Bütün oylar EVET çıksa da bir gün sonra benim yol haritamda bir değişiklik olmayacak.. Bu süreç konjonktürel olarak benim hızımı kesebilir ya da rüzgarı arkama alıp daha hızlı koşabilirim.. Ama zafer gaflete dönüşürse, ya da çılgınca maceralara sevkederse beni, o zaman bu işin arkasından bir felaket gelir yakalar beni.. Kaybeden tarafta olsam, engellendiğim için çırpınışlarım fayda vermese ne gam! Benim Rabbim beni görüp, ödülümü eksiksiz verecektir.. Her zaman servet ve iktidar bizi cennete yaklaştırmaz. Elbette bu fırsatları iyi kullanacak olursak, adaletten sapmaz, zulme sapmaz, heva ve heveslerimizin peşine takılmazsak, iktidar ve servet, makam bizi cennete taşıyacak bir yarış atına da dönüşebilir..
Ama uyarayım, yoksulken biz daha cesur, daha gayretli, daha cömert ve daha saftık. Para, güç, makam, iktidar bizi bozuyor.. Acılarımızı paylaşırken daha fazla yardımlaşıyorduk, nimeti paylaşırken kavga ediyoruz..
Mallarımız, canlarımız, sevdiklerimiz, iktidar, para ve makam aslında bizim için “zor imtihan” anlamında bir fitne vesilesidir..
Oy kullanırken niçin, neye oy verdiğimizi bilelim.. Bu konuda bilenlere danışalım, çevremizdeki insanlarla, akrabalarımız, komşularımız, mesai arkadaşlarımızla konuşalım ve ulaştığımız gerçekleri çevremize ulaştıralım..
Sonuçta herkes neye layıksa ona kavuşacak.. Tencere yuvarlanacak, kapağını bulacak..
Ha bu yaşadıklarımız bize ders olsun ve bundan sonrası için de bu tecrübelerimizden yararlanalım..
Çünkü bu yol, ince ve uzun bir yoldur.. Düne göre doğru yönde ileri bir mesafe katettik ama gitmemiz gereken yere göre daha yolun çok başındayız.
İdeal bir anayasamız olmalı. Ve bu anayasa bölge devletleri için de bir model oluşturmalı. Bizim kurtuluşumuz, katlanmak zorunda kaldığımız zorluklar. Bu süreçte yaşadıklarımız başka milletler için bir tecrübe birikimi, baht kaynağı olsun diye bu konuya daha fazla titizlik göstermeliyiz.
Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi