Yüzde 42’ye indiragandi

Yüzde 42’ye indiragandi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yüzde 42 hayır oyuna sahip çıktı, olan bizim zavallı MHP’ye oldu. Şimdi her parti, evet ve hayır oyları içindeki hissesini arıyor. Doğal olarak herkes kendine yontuyor.

En avantajlısı tabi Kemal Bey...

Ne de olsa hesap uzmanı. Denklemi çözerken nasıl bir yöntem izlediğini bilemem, mutlaka bir bildiği vardır deyip bu faslı kapatmak isterim ama aklıma şu meşhur matematik
sorusu geldi.

3 kişi lokantada yemek sonrası hesap ister. Garson 25 liralık fiş getirince, hesabı Alman usulü ödemek isteyen vatandaşlar aralarında 10’ar lira toplar, 30 lirayı garsona verirler. Hesaptan kalan 5 liranın 2 lirasını bahşiş olarak dağıtırlar. 3 lirayı ise 1’er lira olarak aralarında paylaşırlar.

Masadan kalktıklarında kişi başına ceplerinden çıkan para 9 liradır. 3 kişi toplayınca 27 lira yapar, 2 lira da bahşiş, etti 29 lira. Soru şu: 1 lira nerede?

Basit bir aldatmacadır. Denklemi çözmek için yanlış formül uygularsan doğru sonuca ulaşamazsın, arada 1 lira kaybolur. Ödediğiniz (25 lira) tutara, bahşiş (2 lira) ve artan parayı (3 lira) eklerseniz toplam miktarı (30 lira) bulursunuz, hesap gayet basittir.

Şimdi, Kemal Bey, hesap uzmanı mantığıyla 1 lirayı başka bir ifadeyle CHP dışındaki oyları, indiragandi yapan politikacı durumundadır.

Oysa hesap ortada...

En yakın tarihteki 2009 yerel seçim

sonuçlarına bir bakalım. Üstelik bu seçim, muhalefetin sonuçları zafer olarak gördüğü bir seçimdir.
Evet cephesinin dağılımı: AK Parti yüzde 38.8, SP 5.2, BP 2.2, Hak Par yüzde 0.1. Toplayın, eder yüzde 46.3...

Hayır cephesinin dağılımı: CHP yüzde 23.1, MHP yüzde 16.1, DP 3.7, DSP yüzde 2.8, ANAP yüzde 0.8, BTP yüzde 0.4, İşçi Partisi yüzde 0.3, TKP yüzde 0.2, ÖDP yüzde 0.2, EMEK yüzde 0.1. Toplayın, eder yüzde 47.7

İki cephenin toplamı ise yüzde 94’dür. Boykotçu BDP’nin (DTP) yüzde 5.7 ve bağımsız adayların oylarıyla bu oran yüzde 100 olur.

Görüldüğü üzere, yarışa girerken her iki tarafın oy gücü birbirine eşit, hatta hayır cephesi burun farkıyla önde.

Referandumda yüzde 42 oranında oy çıkaran hayır cephesinde 5.7 puanlık bir düşüş var. Bu kaymayı evet cephesine ekleyip BDP’nin boykotunu hesaba katarsanız, tüm hesabın bu yüzde 5.7 oy üzerinde yapıldığını görürsünüz.

Soralım: 5.7 puanlık oy, hangi partiden gitti?

Bu oy kaymasını sadece MHP ta

banına bağlasanız bile, CHP oylarının hala yüzde 23 civarında olduğunu gösterir. DP, ANAP ve DSP oylarının tümden CHP’ye kaydığını düşünürseniz ancak yüzde 30’u yakalayabiliyor.
Yani, sadece MHP oylarının evet cephesine yöneldiğini, DP, ANAP ve DSP’nin (toplamı yüzde 7.3) ise CHP’ye eklemlendiğini söylemek, herhalde sadece fantezi olur.

CHP oylarının yüzde 30 civarında olduğunu kabul ederseniz, MHP, ANAP, DP, DSP ve diğer marjinal partilere yüzde 12 oy düşer. Hayır cephesindeki marjinal partilerin toplam oyu yüzde 1.2’dir, her seçimde aynı çıkar, değişmez. Düşün, kalır 10.8. Bunun 7.3’ü MHP dışındaki partilere aittir. MHP’nin hesabına düşen oy, yüzde 3.5’dir.

Böyle bir hesap herhalde çok komik olur. Erimenin yüzde 50 oranında MHP dışındaki partilerde olduğu tezini savunuyorsanız, MHP’nin oyları yüzde 6.5-7 arasında demektir.

Bu formülasyonu uzatmak mümkündür. CHP’yi yüzde 30 bandına oturttuğunuzda denklem oturmuyor. İster MHP’yi tümden buharlaştırın ister

tüm oy kaymasını MHP oylarına bağlayın, hangi seçeneği kabul ederseniz edin CHP oylarında bir artış gözlenmiyor.
Farklı olan, CHP’deki seçmen profilinin değişmeye başlamasıdır. Tunceli ve Samandağı gibi Alevi (Kürt/Arap) oylarının yoğun olduğu bölgelerde CHP’nin tırmanışa geçtiği, Karadeniz havzasında sol (Türk) oyların kaçtığı fark ediliyor.

MHP’de ise Orta Anadolu’daki muhafazakar/milliyetçi tabanın evet cephesine kaydığı, Akdeniz ve Ege’deki ulusalcı/milliyetçi kanadın hayır cephesine eklemlendiği görülüyor. Özü itibariyle iki muhalefet partisi de bu referandumda ciddi ölçekte taban kayması yaşadı. CHP giden ve gelenlerle dengeyi kurarken MHP yeni katılımlar sağlayamadığı için çözüldü.

Bu tablo, gelecek yıl seçimlere hazırlanacak iki muhalefet partisi için tehlikeli sinyallerdir. Bu ayrışma seçim atmosferinde derinleşirse büyük yıkımla karşı karşıya kalabilirler.

Özetle bu sonuçlar muhalefet için büyük başarısızlıktır. Kılıçdaroğlu rüzgarı ters esmeye başladı, Bahçeli irtifa kaybediyor. Seçim sonrası yaptıkları açıklamalara bakılırsa, sonuçları iyi tahlil edebildikleri söylenemez.

O zaman kusura bakmasınlar bir dönem daha muhalefet peşrevine hazırlıklı olsunlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi