Hem önyargılı, hem de fırsatçı
Delaware Üniversitesi’nden Dr. Muktedir Han (Muqtedar Khan), ABD’de yapılan Kur’an karşıtı eylemleri taassuba ve sathiliğe bağlıyor.
Son dönemlerde ABD’de yangına körükle giden ve İslâmfobi ateşine yakıt taşıyan Sarah Palin gibi siyasetçiler ve Terry Jones gibi din adamları, Muktedir Han’a göre hem önyargılılar, hem de fırsatçılar. Muktedir Han, İslâmfobik Terry Jones’i tam oportünist ve fırsatçı olarak nitelendirirken; Manhattan İslâm merkezi projesinin sahibi olan İmam Faysal Abdurrauf da projesiyle alakalı hiç böyle bir tepki ve aleyhtar kampanya beklemediğini itiraf ediyor ve yaşanılanlar karşısında zühule uğradığını ve şaşırdığını saklamıyor.
Faysal Abdurrauf, bunu Sarah Palin gibi fırsatçı ve önyargılı politikacılara bağlıyor. Jones, fırsatçı bir din adamı ve Palin ise ihtiraslı ve önyargılı bir siyasetçi. İkisinin ortak yönlerinden birisi dini yapıcı anlamda anlamamaları ve çıkarlarına alet etmeleridir.
Kitleleri tokuşturarak siyasi veya şahsi rant sağlamak istiyorlar.
Irak ve Afganistan’da savaş kışkırtıcılığı yapanlar şimdi Ground Zera’da cami veya İslâm merkezi düşmanlığı yapıyorlar. Bu anlamda, analizcileri tarafından Palin, Neocon zümreden birisi sayılıyor. En azından o cereyana yatkın ve yakın bulunuyor.
Kendisini kadın Mesih ve kurtarıcı olarak görenler de var. Alaska’daki vukuatları veya aile düzenindeki teseyyüpleri saymayacak olursak, pekala sıradan Amerikalılara göre kurtarıcı olmasında bir mani yok. Buna halel getiren bir husus yok.
Esasında, ABD’de bir nöbet değişimi yaşanıyor. Jerry Falwell gibi İslâm aleyhtarı tele vaizler yaşlanınca, yerlerini siyasi vaizler kuşağı aldı. Esasında ilk kuşakta Jimmy Swaggart ile Ahmed Deadat gibiler yer alıyordu. Onlar paylaşarak değil, atışarak veya tartışarak hakikate ulaşmak istedikleri için pek muvaffak olamadılar.
•
Jimmy Swaggart’ın yerini zamanla Zekeriyya Butros gibiler aldı. Bugün ise sahnede İslâmî kesimleri temsilen ılımlılığıyla temayüz eden Faysal Abdurrauf ile öte yakada Swaggart’ların devamı olan Tery Jones’ı görmekteyiz. Bunlar İslâmiyet’i taşlayarak ve kutsallıktan arındırarak sıfır noktasını kutsuyor ve dolayısıyla İslâm düşmanlığından kutsallık üretmeye çalışıyorlar. Bunlar biteviye ve ölümüne İslâm düşmanları. Bununla birlikte, Dr. Muktedir Han ABD’deki İslâm düşmanlığının geçici ve sığ olarak nitelendiriyor. Yüzeysel ve kırılgan olduğunu; sonunda da İslâmiyet’e teslim olabileceğini söylüyor. Bu kıtadaki Müslümanlar, Amerikan toplumuyla derinlemesine ilişki kurabilmiş ve bütünleşmiş durumdalar. Avrupa’da ise bunu göremiyoruz.
Avrupa, daha felsefi, hem dine, hem de İslâmiyet’e gayet mesafeli. Ve derin bir soğukluğu var. Zira geçmiş referansları ve kimliği İslâm’a karşı oluşmuş.
Buna mukabil, İslâm karşısında yeni Roma’nın veya ABD’nin refleksleri, eski Roma’yı hatırlatıyor. ABD, İslâm karşısında iki türlü refleks veriyor. Birincisi, mas ederek, absorbe ederek İslâmiyet’i eritme potası haline gelmiş ülke içinde eritmek. İkincisi de, İslâmiyet’le savaşarak onu geriletmek.
Bazen bu iki proje iç içe yürüyor. Zira ABD içinde her iki yaklaşım biçimini savunanlar var. Bush, Palin ve Jones gibiler İslâmiyet’le savaşı yeğlemiş güruhu oluşturuyor. Jones, Selman Rüşdi’nin değişik bir versiyonu.
Jones gibilerin fırsatçılığına gelince; Muktedir Han’a göre, Jones yeni bir bevval-i zemzem olarak ilgi odağı olmak istiyor. Ondan ötesi kolay. Zemzeme bevlederek ilgi odağı olduğunda ve şöhreti yakaladığında bunu kolayca ranta çevirebilir.
Sözgelimi, yakınları Jones’in bu yolla kongre üyeliğini hedeflediğini söylüyorlar. Ama oynadığı tehlikeli oyun elinde patlamıştır. Jones, kongre üyesi olmak isterken, Palin 2012’de başkanlığa yürümek ve koşmak istiyor. Malzemesi de hazır: İslâm düşmanlığı. Lâkin Muktedir Han bir müjde veriyor ve şunları söylüyor: “There are strong pockets of İslâmophobia in the U.S., but I am confident that American Muslims and their allies in mainstream America can overcome the poison they spew.” (ABD’de azgın ve kökleşmiş bir İslâm düşmanlığı ve aleyhtarlığı olsa da, neticede Müslümanlar ve onların dostların bu durumun üstesinden gelecek ve İslomfobi zehrini kusacaklar ve kusturacaklardır.)
Bütün uğraşlara rağmen yeni Roma da eskisi gibi içten fetholunacaktır. Ya da Pompei gibi batacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.