Süleyman Yaşar

Süleyman Yaşar

Kriz lobisi bu defa The Daily Telegraph'a yazdırdı

Kriz lobisi bu defa The Daily Telegraph'a yazdırdı

İngiliz The Daily Telegraph gazetesinin internet sitesinde, Türkiye'nin içini karıştırabilecek nitelikte çok ilginç bir haber dolaşıma sunuldu. Habere göre, "laik anayasayı ortadan kaldırmayı amaçlayan Tayyip Erdoğan'ın AKP'si, 25 milyon dolar bağış almak üzere İran'la anlaştı.
Haberin kaynağının batılı diplomatlar olduğu belirtildi. Ve paranın Tayyip Erdoğan'ı üçüncü kez başbakan seçtirmek için önümüzdeki yıl yapılacak genel seçimlerde kullanılacağı ileri sürüldü. Ayrıca paranın 12 milyon dolarının transferinde anlaşıldığı ve kalan kısmının da bu yıl içinde gönderileceği de haberin iddiaları arasında yer aldı.
Anlayacağınız The Daily Telegraph'a göre, İran, AK Parti'ye parayı referandum için vermemiş. Bu 25 milyar dolarlık bağışı gelecek yıl yapılacak seçimler için yapacakmış.
Yüzde 58'lik evet oyu alan referandumun öyle kolay kolay karalanamayacağı anlaşıldığından olsa gerek, haber gelecek yıl yapılacak genel seçimleri hedef alıyor. Haberin kurgulanışından, asıl genel seçimlerin karalanmak istendiği anlaşılıyor.
Ayrıca haberde, Hükümet'in anayasa referandumunda çıkan evet oylarıyla yargı üzerinde otorite kurduğu ve İslami devlete yöneleceği yorumu da yapılıyor.
Önce şuna dikkat çekelim. Bu haber, daha önce "kriz lobisinin" Batı basınında yayınlatıp, ardından "bakın Türkiye için yabancı basın ne yazıyor!" alıntılarıyla Türk basınının büyüterek kullandığı haberlerin bir benzeri. Bu tür haberler, daha önce de çok çıktı. Bir dönem, yabancı basında, "Türkiye ekonomisi 2009'da 120 milyar dolar bulamaz ve batar" haberleri yayınlandı ve bunu bizim gazeteler manşetten duyurdu. Amaç, kara propagandayla Türkiye ekonomisi ve siyasi yönetimi hakkında beklentileri olumsuza çevirmek. Amaca ulaşmakta yerli basın yeterli olmazsa, yabancısı devreye sokuluyor. Kriz lobisinin kurgusu bu kadar basit!
Hatırlanacaktır, küresel emtia piyasalarında, emtia ve enerji fiyatlarının neredeyse üçte iki gerilemesi ve TL'nin değer kaybetmesi Türkiye'nin cari açığını azaltıyordu. Bu gerçeğe rağmen, kriz lobisi, Türkiye'nin 2009'da döviz ihtiyacını karşılayamayacağını pek çok ekonomi yazarına ve akademisyene söyletti.
Türkiye ekonomisinde beklentileri olumsuza çevirme gayretleri öyle uluslararası bir boyut kazandı ki, Commerzbank ve Deutsche Bank'ın yetkilileri bile Türkiye ekonomisinin 2009'da döviz ihtiyacını karşılayamayıp batacağını ileri sürdüler. Bu da yetmeyince hayali konuşmalar üretildi. Nobel Ödüllü bir iktisatçı olan Paul Krugman'ın Polonya'daki konuşmasında Türkiye'yi riskli ülkeler arasında saydığı yazıldı. Oysa Krugman o konuşmasında Türkiye'den bahsetmemişti bile. Nitekim ünlü iktisatçı haberi tekzip etti de kurulan tuzağı böylece boşa çıkardı.
Gelelim bir başka kara propagandaya... Geçen yıl Türkiye'nin ödemeler dengesinde net hata ve noksan kaleminde niteliği bilinmeyen döviz girişlerinde artış olduğunda, bazı akademisyenler ve bazı medya kuruluşları el ele vererek, aynı anda İran'dan Türkiye'ye kamyonlarla 18 milyar dolar getirildiğini iddia etmişlerdi. Merkez Bankası çıkıp böyle bir para girişinin mümkün olmadığını duyurdu.
Kara propagandacıların bütün amacı, Türkiye ekonomisindeki olumlu beklentileri olumsuza çevirip ekonomiyi krize sokmak. Ama başarılı olamıyorlar. İddialarının tutarsızlığı bir yana, Türkiye ekonomisi bütün bu iddialara rağmen hızla büyüyor, işsizlik azalıyor, mali disiplin sürüyor.
Kriz lobisi ve dış destekçileri, anlaşılan asker ve yargı vesayetinin sona ermesini bir türlü içlerine sindiremediler. Seçimle AK Parti'yi iktidardan indiremeyeceklerini anlayınca, yalan haber zinciriyle Ak Parti'yi boğmaya çalışıyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Yaşar Arşivi