Sadece goller
Galatasaray bir engeli daha geçti. Dün geceye baktığımızda, sadece Baros'un attığı birbirinden güzel golleri gördük desek abartmış olmayız. Galatasaray goller dışında yok. Hele ikinci yarı hiç yok. Rakiplerin kullandığı duran toplar adeta el bombası gibi. Ya gol oluyor ya da Galatasaray kalesi çok zor anlar geçiriyor. Galatasaray için özetle şunu söyleyebiliriz. Yetenekli oyuncular fizik olarak çok iyi değiller. Fizik olarak daha iyi olanlar da yetenek olarak çok kısıtlılar. Mesela Misimovic, fizik olarak çok iyi değil. Böyle olunca da Lincoln'ün kötü bir kopyasıymış gibi sahada dolaşıyor. Baros kim ne derse desin Türkiye'nin en etkili golcüsü. Ama o da biraz zorlayınca bir tarafları atıveriyor. Oyun başında Serkan Kurtuluş sağdan iki defa getirdi, biri gol oldu, biri penaltıya sebebiyet verdi. Ama Milan Baros'un attığı bir üçüncü gol var ki, herhalde bu senenin en güzel gollerinden biri olacak.
Topu kontrol etmeye çalışırken yere düştü, düşerken de yarım rövaşata ile golü atabildi. Görüntü olarak muazzam ve bir o kadar da muhteşem bir goldü.
BELEDİYE ASLAN KESİLEMEDİ
İkinci yarıya bakıyoruz Galatasaray hiç keyif vermedi. Pozisyon buldu ama organizasyon olarak çok kötü durumdalar. İddia ediyorum Galatasaray, kondisyon ortalaması olarak Türkiye'nin en kötü takımlarından biri. Eğer ilk devre Baros'un mükemmel golleriyle farklı skoru bulamasalardı ikinci yarı işleri çok daha zor olabilirdi.
İstanbul BŞB diğer takımlara karşı aslan kesilirken Galatasaray maçlarında oynayamıyor. Pek tabii ki bunun bir nedeni yok, kasıt da aramamak lazım. Ama ilk yarıda çok kötü goller yediler.
Hakem Bülent Yıldırım'a kötü desek değil, iyi desek o da değil. Çok sarı kart gösterdi. Bazıları doğru bazıları ise yanlış. Mesela penaltıda elle oynayan Rızvan'a sarı kart gösteriyorsun, peki ikinci yarıda gol pozisyonu yakalamak için topu elle alan Pino'ya ikinci sarıdan niye kırmızı göstermiyorsun. Bu çifte standart niye?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.