Türkçe’nin en güzeli Karagümrük’te konuşulurdu
Edirnekapı-Bayezid ana ekseninin güneyinde, surların batı yakasında bir semttir Karagümrük. Hırka-i Şerif Camii’nden başlayarak kuzeybatıda Mihrimah Sultan Camii; Fatih Nişancası’yla güneyde Keçeciler Caddesi arasındaki Bölge Karagümrük sayılmalıdır.
Osmanlı İstanbul’unun en eski semtlerindendir.
Anıtları, folkloru, ve edebiyatıyla sakinlerinin memur, medreseli ve esnaftan oluştuğu semt, İstanbul Türkçesi’nin en seçkin ağzıyla konuşulduğu mahallelerdendi.
Tabii yıllar boyu denetimsizce yapılaşma sonucu yüzü gözü değişmiş, eski sakinlerinin büyük bir bölümü başka semtlere taşınmışsa da, çarşısı ve mahallenin genel havasıyla, birçok semte göre, geçmişi koruyabilen yerlerdendir.
Karagümrük, İstanbul’un “kenar mahalle” özeliklerini taşımaz, Fatih ve Aksaray’da yaşayanlara benzerdi insanı. Medreselere yakındı, suriçi İstanbul’un ve tören yolunun yanında yer alması, semte hem ekonomik hem de toplumsal açıdan yaşam gücü ve zenginliği vermiştir.
Fatih Medresesine bitişik olduğundan ulemanın ve mürekkep yalamışların oturduğu, tarikat merkezi dergah ve tekkeleriin yer aldığı seçkin bir semt olmuştur.
Fatih gibi İstanbul’un yüksek bir tepesine kurulduğundan, havadar ve latif sayılmıştır. Zaten semtin çeşmelerinden ve hamamlarından başlayarak, camii, türbe, medrese
ve tekkeleri, çarşısının canlılığı da bunu yansıtmaktadır.
Karagümrük Meydanı, ilk bakışta herhangi bir semt
meydanını anımsatsa da, aslında semtine ve bu semt
insanına özgü çizgiler taşır.
Meydana açılan sokaklar, burada bir zamanlar kök salmış, zenaat kollarının adlarıyla anılır: Yazmacı Hüsrev Sokak, Tahtacılar Sokak, Rendeciler Sokak derken marangozlar
dan uzaklaşır, sırasıyla Sütçü Murat Sokağı, İşkembeci Malik Sokağı, Lüleci Yekta Sokağı, Sahtiyancı Sokağı, Kepenekçi Numan Sokağı ve bir zamanlar var olan bir değirmene gönderme yapan Harab Değirmen Sokağı’na varırız.
Karagümrük’ün güneyine doğru uzanırsanız Keçeciler Meydanı, Keçeci Çeşmesi Sokağı ve Keçeci Piri Camii’nden oluşan bir yapısal bütünlükle karşılaşırsınız. Keçeciler, Osmanlı Ordusu için görev yapar ve Padişah’ın buyruğuyla, Karagümrük’te, bir arada oturur, çalışırdı.
Karagümrük, Cumhuriyet dönemi edebiyatında Peyami Sefa’nın Cumbadan Rumbaya adlı romanında çizdiği yoksul mahallelilerle toplumun dikkatini çekmişti. Ancak eski Karagümrük, romanın Cumba yanıyla pek de ilintili değildi hani.
Karagümrük, ellili yılların sonuyla atmışlı yıllarda futbol takımının başarılarıyla da bütün Türkiye’nin dikkatini çekti. Galatasaray’lı, ünlü futbolcu Kadri Aytaç’ın, o yılar için servet sayılacak
62 bin 500 liraya Karagümrük’e transfer olması manşetlerden inmedi günlerce.
Karagümrük, hala, değişen mimari dokusuna rağmen gerek halkı, gerekse de gelenek kalıntılarıyla, eski İstanbul’un izlerini
en çok barındıran semtlerdendir.
(Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi; Cilt 4)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.