AK Parti'nin yol haritası
AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu bugün toplanıyor. Buradan çıkacak sonuç, sadece AK Parti’nin kaderini belirlemeyecek. Türkiye’nin yeni yol haritasının kodlarını da gösterecek. çünkü; AK Parti’nin yer almadığı hiçbir denklem, hem içeride hem dışarıda sadece bu partinin zarar göreceği bir sonucu doğurmaz. Herkes kaybedebilir. O nedenle, senaristlerin hesaplarını çok iyi yapması gerekiyor.
Toplantıya dönecek olursak, temel soru şu: Ne çıkar? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve TBMM Başkanı Köksal Toptan’la yaptığı görüşmeler ile hafta içinde gerçekleştirilen AK Parti Merkez Yürütme Kurulu toplantısındaki havadan hareketle, bugünkü MKYK toplantısından nasıl bir sonuç çıkacağı konusunda bazı tahminler yapmamız mümkün.
Genel eğilim, ‘öfke’ ile hareket etmemek. çıkış yolu için öncelikli olarak ‘mutabakat’ çabalarına ağırlık verileceğini söyleyebiliriz. Bu çerçevede, gündemdeki ilk konu anayasa değişikliği. Mutabakat sağlanabilirse bu düzenleme, sadece parti kapatmayla ilgili değil, ağırlıklı olarak AB reformlarını içeren 8-10 maddelik mini bir anayasa paketi olacak. Mini paket, muhalefet partileriyle görüşülerek şekillendirilecek.
Bunun için Başbakan Erdoğan doğrudan devreye girebilir. Yani, bu süreçte parti yöneticileri yerine kendisi daha aktif rol üstlenebilir. Bugünkü MKYK toplantısında Erdoğan’a süreci yürütmek üzere yetki bile verilebilir. Sözkonusu yetki, ‘idari’ değil ‘güçlü irade beyanı’ olarak fiili bir durumdur. çünkü, parti tüzüğüne göre MKYK’nın böyle bir yetkisi yoktur.
O nedenle Erdoğan’ın kısa süre içinde başta Baykal ve Bahçeli olmak üzere liderler turuna çıkması ihtimal dahilindedir. Bu tura farklı bir konsept kazandırılmak istenirse Toptan veya Gül başkanlığında bir liderler zirvesi de gündeme gelebilir.
Burada önemli olan tavır, şu aşamada AK Parti’nin sadece parti kapatmayı önleyici bir anayasa değişikliği çalışması içinde olmadığıdır. özür dilenmesi ise asla düşünülmüyor.
Savunma yapılacak mı?
Gündemdeki ikinci konu, kapatma davasının görüleceği Anayasa Mahkemesi’nde savunma yapılıp yapılmayacağı konusudur. MKYK öncesi hava, AK Parti’nin savunma hakkını kullanacağını gösteriyor. Bu havayı ancak MKYK içinde ‘Bu davanın sonucu bellidir ve meşru değildir, savunma yapmak davayı meşrulaştırır’ düşüncesinde olanların ısrarlı tavrı dağıtabilir ama o kadar güçlü görünmüyorlar.
Savunma hakkının kullanılmamasının toplumsal kutuplaşmayı arttıracağı ve partiye zarar vereceğini düşünenlerin başka bir argümanı ise önümüzdeki süreçte ortaya çıkacak yeni iç ve dış dinamiklerin dava sürecini parti lehine değiştirme ihtimali. Böyle bir ihtimal nasıl doğar? Bu konudaki yorumlar ‘çok özel’ anlatıldığı için ayrıntısına girmeyeceğim. Ama özel gündemli liderler zirvesi veya turu ile uluslar arası ilişkilerin böyle bir ihtimale zemin hazırlayabileceği iyimserliği hakim.
Diğer taraftan kaygıyla izlenen gelişmeler de toplantı gündeminde. Standart and Poors’un Türkiye’nin kredi notunu durağandan negatife çevirmesi, Türkiye’nin göbeğinde yer aldığı Ortadoğu ve Kafkaslardaki enerji kurgusu, nükleer santral projesi, Irak’ın yeniden yapılandırılması, Afganistan baskısı, İran’a operasyon beklentisi, AB reformları gibi Türkiye’yi kuşatan sorunlar yumağı karşısında, sırtına kapatma hançeri saplanmış AK Parti’nin elinin zayıfladığı aşikar.
Bu yüzden AK Partili yöneticiler, kapatma davasının sadece kendi partilerinin değil milli menfaatlerin de korunmasını zorlaştırdığı düşüncesindeler.
Kabine değişikliği olur mu?
Tüm bu hesapların ayrıntılı olarak ele alınacağı MKYK’da ‘topluma heyecan vermek’ ve ‘moral değerleri yükseltmek’ adına kapatmayı önleyici tedbirler ile AB reformlarına ek olarak, özellikle ekonomide yeni vizyonla yola devam edilmesi ve kabine değişikliğine gidilmesi gibi öneriler dile getirilebilir. MYK toplantısında bu tür önerilerin konuşulduğunu duyduk.
Bir de ufukta yerel seçimler var. Genel seçimle birleştirilebilir mi? Erken seçim önerisi, AK Partili milletvekillerinin sıcak baktığı bir konu değil. özellikle yeni milletvekilleri, şiddetle karşı çıkıyorlar. Burada belirleyici olan, Erdoğan’ın tavrıdır. Şu ana kadar Erdoğan da erken seçim sinyali vermedi.
Belki, iktidar ile muhalefet arasındaki muhtemel mini anayasa değişikliği paketi üzerindeki görüşmelerin seyrine bağlı olarak referandum gündeme gelirse, erken seçim önerisi tetiklenebilir.
Yedek parti konusunda da herhangi bir çalışma yok. Böyle bir çalışmanın iktidarı ve partiyi zaafa uğratacağı endişesi sözkonusu.
AK Parti cephesinden manzara böyle. Bakalım bugün MKYK’dan hangi kararlar çıkacak?