Aziz Üstel

Aziz Üstel

Arda’nın cinsel hayatından sana ne Erman

Arda’nın cinsel hayatından sana ne Erman

Televizyonlarda çok izlenmek için kimileri ağzına geleni söylüyor! RTÜK’ün de kolu kanadı yasal anlamda kırıldığından, ekran kapama yasağı ya da ciddi boyutta para cezası veremediğinden, bazıları azdıkça azıyor.

Bunun en son örneği Erman Toroğlu! Daha önce türlü televizyon kanallarında da söyledim, Futbolcu olarak Arda’yla, bırakın aynı cümlede aynı kitapda bile adı geçmeyecek biri kalkıyor, Arda’nın sakatlığı konusunda ahkam kesiyor. Keserken de, tıbbi bir gerekçeye, bilimsel bir veriye, Arda’yla ilgili edindiği somut bir bilgiye de dayanmıyor. Kendi “futbol yaşantısından” örnek veriyor! Ancak hiçbir doktor, Toroğlu’nun bu traji-komik ve buram buram kıskançlık kokan “teşhisine” katılmıyor.

Niye mi kıskançlık? Çünkü kendi futbol yaşantısı boyunca sahada sergileyebildiği “olumlu sayılabilecek hareketlerin tümünü”, Arda bir maçın beş dakikasına sığdırıyor da ondan! Çünkü top oynadığı dönemde üç büyük takımdan biri bile kapısını çalmamış da ondan. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş kininin kökeninde yatan da bu!

Neyse, Digitürk’de Şansal Büyüka, akılcı ve saygın kişiliğiyle onu, az da olsa frenleyebiliyordu. Şimdiyse düpedüz hakaret ediyor, insanları aşağılıyor, gencecik bir delikanlının özelini yalan yanlış, abuk subuk bir biçimde yorumluyor ana Şansal yok ki, susturabilsin çizmeyi aşmadan önce! Artık Erman Toroğlu, frenleri patlamış bir kamyon örneği, yokuş aşağı gidiyor! Bakalım daha nerelere toslayacak durmadan önce.



HİÇ MOLOTOF KOKTEYLİ İÇTİNİZ Mİ?

Elbette Molotof Kokteyli içmediniz... Molotof Kokteyli dediğiniz, boş şişeye benzin doldurulup, ağzına fitil tıkılıp ateşlenir, sonra da yakmak ya da havaya uçurmak istediğiniz hedefe doğru fırlatılır!

Bunun mucidi de Bolşeviklerdir; örneğin, Alman tanklarına fırlatmak için hazırlanmış bundan atmış yıl önce...Sonra da, Macar öğrenciler Sovyet tanklarına fırlatmış 1956’da... Yani atma bulma dünyası, bir tür! Peki, Molotof’suz kokteyl ya da “cocktail” içtiniz mi hiç?

Hani iki ya da daha çok alkollü, alkolsüz içkinin karıştırılarak sunulduğu, genellikle de tatlı içkiyi yudumladınız mı?

Diyelim ki “evet içtim” buyurdunuz; kokteyl adı nereden gelir merak ettiniz mi?

Kokteyl, yani cock-tail “horoz kuyruğu” demek. Taaaa on dokuzuncu yüz yılın başlarında, 1803 yılında, Bayan Simpson adında bir hatun kişi, St.Louis’deki malikanesinde davet vermiş. Değişiklik olsun diye de örneğin, viskiyle muz likörünü, votkayla nane likörünü karıştırmış, kadehlerin içine de bir adet horoz tüyü koymuş. Konuklar da bu karışımları yudumlayıp kafayı bir güzel bulduktan sonra, yalpalaya yalpalaya evlerinin yolunu tutmuş. Ertesi gün ayıldıklarında “yahu ne oldu sana dün gece? Bulut gibiydin!” diye soranlara:

“Bayan Simpson bize garip bi şey içirdi... Zombi gibi olduk!” demiş hepsi de.

“Ne içirdi, çok merak ettim..”

“Valla renkli bir şey... İçinde de horoz tüyü mü kuyruğu mu ne vardı. Herhalde o hepimizin kafayı bulmasına neden oldu!”

Bu abuk açıklama bir kent efsanesi olarak yayılmış, ta ki “Çiftçinin El Kitabı” Aralık 1803 tarihinde, cocktail : “Çeşitli alkollü ya da alkolsüz içkilerin karışımıyla hazırlanan, serinletici ve insanı neşelendiren bir içki. Kadehe horozun kuyruğundan koparılan bir tüy konulması şarttır.” diye yazana kadar. O gün bu gündür kokteyl sadece bir tür içki değil yemekli olmayan davetlere de verilen ad olarak düşmüş toplumsal belleğimize! Bunu öğrendiğinize mutlu olmadınız mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Üstel Arşivi