Muhalefet boşluğunu köşe yazarları doldurabilir mi?
Oktay Ekşi'nin Hürriyet'in başyazarlığından istifa etmesinin böyle geniş yankılanmalara neden olması, Türk siyasetindeki boşluğun da sonucudur.
Muhalefetin zayıflığı ve iktidardaki AK Parti'ye ciddi bir alternatifin bulunmaması, kitleleri köşe yazarlarını birer siyasi parti sözcüsü veya birer siyasi lider biçiminde görmeye yönlendirmiştir.
Muhalefet partilerinden beklenen, ülke sorunlarına alternatif çözümler üretmeleri ve bunları topluma sunmalarıdır.
Ama böyle bir durum ne yazık ki yok.
Mesela CHP, şu anda çözüm üretmek bir yana, partinin yönü ve kimliği konusunda bile iç kavga yaşamıyor mu?
"Muhalefet etmek" olarak topluma sunulan, ya Başbakan'la ağız dalaşına girmek ya da iktidarın icraatı ne ise buna "Hayır" demek değil midir?
Örneğin ana muhalefet partisi CHP'nin Kürt Sorunu'na veya Kıbrıs'ta çözüme ilişkin alternatif politikalarının ne olduğunu bilen var mı?
Buna karşı her köşe yazarı kendince birtakım çözümler sunuyor okurlarına.
Televizyonlardaki açık oturumlara katılan medya mensupları da, aynı şeyi yapmaktalar.
Siyaset merkezleri
Sonuçta gazete köşeleri kamuoyunu aydınlatıp yönlendirmekten öteye, birer siyaset merkezi haline gelmişlerdir.
Oysa, yazılı basının ve genel olarak medyanın böyle bir gücü olmadığı defalarca kanıtlanmıştır.
Kendilerini "Merkez Medya" olarak niteleyen büyük tirajlı gazetelerin ve yüksek reytingli televizyon kanallarının neredeyse ortak yayınlarına rağmen, 28 Şubat post-modern darbesi tarafından oluşturulmak istenen siyaset modelini toplum reddetmiştir.
Aynı medyanın muhalefetine ve ağır eleştirilerine rağmen, AK Parti son sekiz yıldaki her oylamadan galip olarak çıkmıştır.
Güven meselesi
Bunun yanında bir başka durum da "Güvenilirlik" meselesine ilişkindir.
Genel tutumları ile muhalif medya görüntüsü veren yayın organları ve köşeler, o güne kadar yayınları ile yücelttikleri Deniz Baykal'ı bir günde ortada tek başına bırakmışlardır.
Hiçbirisi "Bu ayıplı kaseti kim hangi amaçla piyasaya sürdü" sorusuna takılmamıştır.
Araştırma rafa kalktı
"Araştırıcı gazetecilik" bu konuda rafa kaldırılmıştır.
Bir başka mesele de, kendilerini muhalif olarak sunan köşelerin sahipleri de, ülkedeki muhalefetin zayıflığının farkındadırlar. Bu nedenle yargıyı ya da askeri "Gerçek ve etkili muhalefet" olarak sunmak alışkanlığını da sürdürmektedirler.
AK Parti'nin seçimde kaybetmesinden ziyade kapatılmasına bel bağlayanların sayısı az değildir.
Bu gerçeklere rağmen gazete köşe yazarlarının kamuoyunun bir kesiminde birer siyaset odağı olarak görülmeleri alışkanlığı sürmektedir.
Oktay Ekşi olayının ardından kopan fırtınanın çapının büyüklüğü, bu olguya dayanmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.