Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Sele karşı tedbir

Sele karşı tedbir

Dünya bir dolar seliyle karşı karşıya. ABD devlet tahvillerini satın almak için piyasaya 600 milyar dolar sürüyor, ayrıca ABD Merkez Bankası FED özel sektörü desteklemek için para basmaktan çekinmiyor. Bunun yanlış olduğu, dolar bolluğunun dünya ekonomisinde olumsuz etkiler yaratacağı söyleniyor.

ABD aslında bir var olma savaşı veriyor. İç tasarruf oranı sıfır olan ve dünyanın en borçlu ülkesi konumuna gelen ABD bu süreci değiştirmek zorunda. Güvenilir bir ülke olması, faiz hadlerinin göreceli yüksekliği, sıcak paranın yatırım araçlarından yüksek gelir elde etmesi dışarıdan sel gibi para akmasına neden oldu. Bu dış ticaretin büyük miktarda açık vermesi sonucunu doğurdu ve Çin, Japonya başta olmak üzere birçok ülke ABD’ye ihracat yaparak sanayilerini geliştirme imkanına kavuştu. İhracat yapan ülkeler paralarını ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin finans piyaslarında değerlendiriyordu ve bu paraların yatırıldığı finans kurumları büyük paraları kontrol etmeye başladılar. Yani para ihracat yapanındı ama onu kontrol eden sahipleri değil küresel sermaye dediğimiz odaklardı. Küresel sermayenin parasal gücünü siyasi etki yaratmak için kullandığını, birçok başarılar sağladığını ama ulus devlet yapılarının buna razı olmadığını ve Dünya üzerindeki mücadelenin taraflarının küresel sermaye ile ulus devletler olduğunu yıllardır yazdım.

G-20 zirvesinde iki ülkenin ilişkisi ön plana çıktı. Bunlardan biri sürekli borçlanan ama bu süreci değiştirmek isteyen ABD, diğeri tasarruflarını ABD’de değerlendiren ve yaptığı ihracat nedeniyle hızla büyüyen ve büyüdükçe iç tüketimi artırmak yerine daha fazla ihracat yapan Çin’di. Dünya ekonomisinin istikrarını sağlamak için anlaştıkları söyleniyor. Aslında anlaştıkları değil karşılıklı şartların öne sürüldüğü söylenebilir. ABD ithalatı kısacağını, dış ticaret açığını küçülteceğini ve Çin gibi ülkelerin ihracat yerine iç tüketime yönelmelerinin gerektiğini söylüyor.

Kritik soru şu: Çin tasarrufları kısıp iç tüketimi mi artıracak yoksa tasarruflarını başka ülkelere mi yönlendirecek? ABD, Çin’in iç tüketimi artırmasını isterken Çin parasını yeni alanlara yönlendirmekte kararlı görünüyor. Bu sadece ekonomik değil siyasi sonuçları olan bir konu. Çin, Afrika’da yatırımlarını artırırken Ortadoğu’ya da sızmak amacında. Bunun için İran ve Türkiye’yi bir atlama taşı gibi kullanmak istiyor. Eğer bu niyetini gerçekleştirirse ABD’nin bu bölgelerdeki etkinliği azalırken Çin oluşan boşluğu dolduracak.

Türkiye’nin bu süreçte Çin politikalarına yakın olduğu gözleniyor. ABD’nin dolar basmasına karşı çıkıyor, Çin ile ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor. Türkiye soruna ekonomik açıdan bakıyor ve paraların ülkemize yönelmesinden memnun gözüküyor.

Ekonomik gelişmelerin Dünyaya yeni bir düzen getireceğini ve bunun bir dünya savaşı kadar etkili olacağını düşündüğüm için izleyeceğimiz politikaların hem ülkemiz için hem dünya için ciddi sonuçlar yaratacağını söyleyebilirim. Ülkemize akan paranın toprağa bereket getirdiğini düşünüyorsak engellemeyiz ama onun ileride yıkıcı bir sel olacağını düşünüyorsak önüne bir baraj kurmamız gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi